insan, ancak geriye dönüp yaşamı anlamaya çalıştığından, kendisini o noktaya getiren sonsuz olasılığı ve değerli olduğunu düşündüğü kilometre taşlarını mutlaklaştırır. yaşamın değil, yalnızca yaşanmış olanın analizinden ibaret bu mutlaklaştırma, insanı, çevresindeki kusursuz ve görkemli hakikate sanki belirsiz değilmiş gibi yaklaşmaya iter. bu meyil sayesinde çeşitlilik zannında olduğumuz tatsız, tuzsuz, kuru, sıradan ve sıkıcı hayatlarımıza ara vermeden devam ederiz ta ki hayat denizinin derinlerinde muğlaklığın sırrına erene dek. işte ancak o zaman, siyah beyaz geçirdiğimiz ömrümüzü rengarenk ve ürkütücü bir hacimle deneyimleyebiliriz.
sıkıcılık üzerine
Yayınlandı