Gözlerimdeki intiharlardan kurtulmak için artık çabalamıyorum
Bileklerimdeki kızgınlığın kızıllığı bazen beni sarhoş ediyor
Sadece bu sarhoşlukta nefes alabiliyorum
Beni boğan ne bilmiyorum;
Kim doğuruyor bu yerli yersiz intiharları?
Her şeyi bilen, her şeyi işiten tanrı;
Neden bilinmezlikten, acıdan yarattın beni?
Bu suskunluğumdaki hengameyi gerçekten duymadın mı?
Hangi mektuplarım sana ulaştı?
Hüzünlü veya mutsuz değilim aslında
Kalbimi ilk kıran kitabın arasında kalbimi kuruttum
Sonra günleri unuttum ve saatin bir anlamı kalmadı benim için
Kendime kıyamet yaratmışım farkında olmadan
Her gün çarmıha geriyorum içimdeki insanları
Buna rağmen susturamadığım binlerce ses yankılanır hiç durmadan
Günler can verip ölse bile
Yırtıp atsan da takvim yapraklarını
Değişmez hüzün mevsimi
Kalbimin kanını değiştiremedim
Bunun için öldüremedim kendimi
Sırf bu yüzden ulaşmadı sana mektuplarım
O kadar aradım ama,
Seni damarlarımda bile bulamadım
Sadece unutulmak için mi var oldum?
Buna inanmak istemiyorum
Buna inanırsam kendimi de unuturum
Ruhum kaç kere sürüklenecek?
Via Dolorosa!
Gözlerim de kuruyunca ne kalacak benden geriye?
Via Dolorosa!
Beni öldürdüğünde içinde kendine ait bir parçanı da öldürmüş olacaksın
Via Dolorosa!
Beni duymanın vaktidir şimdi,
Baksana bana;
Ne kaldı senden başka?
Bu karanlık kalkmıyor üzerimden
Ve ağrıyan kanımın son gecesi
Duy ve hisset beni
Şimdi bütün gücümle yalvarıyorum sana
"Eli, Eli, lema şevaktani?"