Yaz geçti, kışa var daha 

Vakitlerden akşamüstülü bir öğle

Durup seyre daldık pesimist afakı

Arabesk ıslıklar çaldı dertli rüzgar

Titredi ölümcül bir sarılık geçiren yapraklar

Kırıldı dalların tutabilme direnci

Birer birer düştü toprağa hastalıklılar

Çırılçıplak soyundu alaca renkli ağaçlar

Ağladı sonra keder yüklü bir bulut

Hüzünlü bir gökyaşı yağdı üzerimize

Sonra sızdı içimize kırıldığımız yerlerden

Damlaya damlaya göl oluyorsa

Sıza sıza da sızı olur gayet tabii

Bu da şair sözüdür, aklınızda bulunsun

Zira ben kaybettim aklımı

Sızı var yerinde, hüzünlü bir sızı

Hiç görmediğim erkek kardeşim geldi yâdıma mesela

Oysa görsem tanırdım muhtemelen

Bana benzediğini söylemişti annem

Bense bana benzemiyorum artık

Büyüdükçe yitirdim eskiliğimi 

Kardeşim görse tanımaz beni bu yüzden 

Kardeşim ki karlı bir kış günü girmiş toprağa

Uzanıvermiş ablasının yanına birkaç aylık ömrüyle

Kar kefeni andırır bana bu yüzden


Hem havalar da soğudu artık bak

Annemin yüreği, babamın kanı gibi.