Işık yaymadıklarından mı kara diyoruz karadeliklere Allah’ım

Işığım söndü

Tüm savruk gezegenleri içime çeksem şimdi

Sürüklenirdi ölümle tanışıklığım

Süpürürdü çamurlu etekleri toprağı


Beni nerede görse titreten morg soğuğu

Nerede görse savrulan benimle

Akdeniz sıcağımla tanımasa beni

İçim gebe bir kadının kalbi olurdu

Nerden baksan bin şefkatli

Annemin merhamet pabuçlarıyla mı tırmanacağım gayret ağacını?

Hayır belki tırmalayacağım


Boğazıma koca bir dünya durdu

Unutmuş gibi kendi kanıma direnişimi

Karnımda kırk beş numara postal izi

Boğazımda yutkunamadığım çirkin dünya

Görmeden hınçla bilenişimi

Beni yaşatmakta ısrarcı

Süründürmekte, bağırtmakta beni

Delirtmekte ve susturmakta


Rahmime hiç düşmeyeceğini bildiğim yaramaz çocuklar parkımda oynasa

Aydınlığın bir anlamı olurdu

Bir vaktim bir vaktimi saçlarından yakalasa

Uzayımın adı istikrar olurdu

Zehirli akrebimi kovalardım durmadan

Hiç yorulmamış gibi

Kaçtıklarım değilmiş gibi ayaklarıma batan

En şuh yüzümle ayrılırdım

Yüzüne bakılmayacak çirkef yaşamdan

Hakkımdır!

Bir kere de ben kırardım dünyayı

Hiç acımamış

Son kez acıtmış gibi


İki örgülü kız tahterevalliye binse

Çöreklenirdi omzuma canımın gıptası

                  ‘’Bisiklet sürmeyi beceremediğinden

                   dengede kalamaması özünün’’

Böyle söylerdi parkımın ekemiş tahterevallisi

Gitsin işine!

Muvazene işiymiş bisiklet sürmek de yaşamak gibi

Ki yaşam, bugün gelip üzerime oturdu

Varlığım yetmezmiş, yüzüm hiç eğilmemiş

Aşina olduğum enkaz değilmiş gibi


Beyaz gömleğimle çiçek oluşum sevişti bu gece

Bilmem, bana en çok kara gömlekliler yanaştı

Utanmaz sözlerim böyle çıldırdı

Ki sesim biraz duyulsa

Parmaklarımın kanamak diye bir rengi olurdu

Delirmiştik ve çiçek olmak

Tek kişilik koltuk ve kimsesizliğin kimselerce anlamı

Baka baka kararmazdı birbirine


Cesedime aşina gece odama dolsa

Onu biraz dinlese dimağı kururdu

Ne kadar ufak olduğunu sayıklardı ölüm

Onunla karşılıklı otursa


Sorumlusu bendim Allah’ım

Çıkmayan sesimin

Sıralarında usulca oturur

Çiçek olurdu harflerim


Işık yaymadığından kara diyorlarmış yüzüme

Sonunda öğrendim