Hiçbir halıyı evi terk ederken sıcak bir zemin olsun diye yere sermezsin, altı kişilik yemek takımları öyle kendi kendine bir rafta tozlansın diye de alınmaz. Yine de eşyalar bazen öyle hak ettikleri yerde kalamıyorlar. Bu ayrılığa yemek tabaklarına düşünerek bakmak pek sağlıklı değil kabul ediyorum. Ama bir insan seni böyle geride bıraktığında kendini aradan çıkararak düşünmek her şeyi daha katlanabilir kılıyor. 


Benden bahsediyor olsaydım, üzülürdüm. Yemek tabaklarından bahsettiğimde her şey daha anlaşılabilir geliyor gözüme.


Evde ne çok oda var, iki kişiyken bu kadar da çok gelmiyordu gözüme. Her yer dolu doluydu. Diğer odaya doğru yürüdüğünde nefes almaya başka yerde de devam ediyordu.

Ne garip, dertleşmek istediğim duvarlardan başka kimse yok. Onlar seni tanıyorlar, her şeyi baştan anlatamazlar mı bize? Nerede, nereden başlayan hatalar yaptık? Her şeyi onlar görmedi mi? Hala akıllı duvarlar yok, sen giderken akıllı duvarların icat edilmemesine sinirleneceğim aklıma gelmezdi.


Nasıl böyle kendini sürekli teslim edebiliyor insan? Ayrılık insana felsefeyi sevdiriyor.

Kendi başıma yaşamayı öğrenmeyi nasıl da ertelemişim. Düşünüyorum, düşünüyorum kendimle ilgili bir şey gelmiyor aklıma. Yılbaşı kutlamaları, sevgililer günleri, her yılın kasım ayı. Bana biraz da komik geliyor bizim ile ilgili her şeyin kasım aylarında olması. Bu denk gelişler ilişkimizin saçmalığıyla mı alakalı?

Bir dahaki kasımlarla geçmiş kasım aylarını telafi edip edemeyeceğimi düşünüyorum. Aklımda bir şeyleri çözüp çözemeyeceğime dair fikirler oluşmaya başladı. Bu iyileşmenin bir göstergesi mi sayılır?


Her elimi attığım şey olduğundan daha ağır. 

Bir kupa bardak dengemi sarsmaya yetiyor, yine de dünya o hastalıklı şifasını esirgemiyor benim yalnızlığımdan.


hayır, dünyaya teşekkür edecek kadar memnun değilim hayatımdan.

seninle ve dünyayla bir daha barışabilecek kadar yaşama hevesiyle dolup taşmayacağım.


tek beklentim nefes alırken ciğerlerimin acıyla değil havayla dolması. 


Kahvem daha uzun yetecek, 

eve dönerken sadece bir paket sigara alacağım, 

kedilerim de evde tek insan olmasına er ya da geç alışır. 


Bir yandan önümdeki hayatını vahşiliği bana cezbedici geliyor. Sen beni terk etmeseydin ben de bir yolunu bulup senden kaçar mıydım? Bir önemi yok. 


Senden gizlediğim tüm yanlarım su yüzüne adım adım yaklaşıyor, içimin kilitli yanları nefes alıyor. Onları sen iyi ol diye bir yerlerde unutmuştum. Beklemişler beni. Tüm yanlarım senden daha uzun süre yanımda kalmış.

 

Tüm yanlarıma sarılmalıyım.


Ben yaşımı sen gittiğinden beri sık sık fark ediyorum. Terk edilmiş olmanın vahşi keyifli bir yanı olduğu hissediyorum.


Seni kafamda olmanı istediğim her şeye çevirebilirim. Kızgınlığımı besleyemedim ve affettim seni. Senden sonra içtiğim ilk kahve ve sigarada seni affettim.