Kendine bile teselli olamazken,
günü geldiğinde seni hiçe sayacak olana
teselli olmaya çalış
ve bu yanılgının gerçeğiyle yüzleşirken
boşluğa uzun uzun dalışlarında
içtenliğine değersizliği biçene
yüklediğin anlamlara içerle
kulak tıkadığın - tıkamak istediğin
ruhumun yakarışını
o gün duymaya başlarsın, başlayacaksın
Uzaklığın ardına istediğin kadar sığın,
silişlerle ve
engelleyişlerle
yaşattıklarının da silineceğini
zanneder insan
fakat yaraladığın kalbin sevgisi
öfkeye dönüştüğünde,
üstüne basıp geçtiğin
o duygu dolu yüreğin
çaresizlikle çırpınışı nasıl olur
anlattı, daha da fazla anlatacak
sana hayat
Birçok sabaha,
durmadan batan
kalpteki cam kırıklarıyla uyandım.
Hoyratça ezildi
masumiyetle dolu duygularım.
Kırıldığım her davranışa
iyi niyetle bakmanın
yorgunluğu birikti içimde.
Hangi tarafından baksam,
yararsız bir üzüntüden başka bir şey göremiyorum şimdi bu bitişte.
Bu kaçıncı son gözyaşları diye kendime tekrar edişim,
Hangi son üzüntüm diye kendimi telkin edişim
ve kaçıncı kez sevinçlerimi terk edişim diye,
hiç durmadan aynalara sordum.
Sıra sende, durma.
Hiç olmayacağın kadar cesaretlice
yükle ruhuma
vefasızlık kavramını
ama bana da kızma,
hep hazırım merhametime yenilmeye
ancak yine de
bedel ödenir öyle ya da böyle.
Herkesleşmeyi isterken
ve hiç yaşanmamış gibi bakarken mutluluklarımıza
anlayamazdın, anlayamayacaktın
Biliyorum,
ben düzeltilmesi güç olan bir şey yaptım,
bağ kurdum.
Vicdan sahibiysen,
yine de aldanmak, aldatmaktan iyidir.
Yine ve yeniden,
sevgi dolu yaklaşacağım her şeye.
Kalbim kurtaracak her şeyin sonunda beni.
Kalbinin bağlarına uğramadan,
yalnızca sözlerle büyülemek mi marifet?
Vedalarda tanıdım kalplerin asıl suretini,
gerçekleşmeyecek hayaller için gözyaşı dökmeye değmezmiş,
bil ki bu şiir sana verdiğim son armağan.
Rumeysa Uysal
.