İleriye gidememek, geriye dönememenin cezası gibiydi. Aynı yerde, aynı ayakkabılarla aynı adımları bir kez daha, bir kez daha aynı kaldırdımda atmak gibiydi.
Yerinde kalmak, sırf bir yer edindin diye kabullendiğin bir gerçekti.
Sen yerinde kaldıkça, ayakkabılarının altı yeryüzünün tek bir noktasına temas ettikçe devamlı, ben inan tek bir yaş bile almadım on yıl içinde.
Hala aynı gülümsemeyle telaşımın beni kavurduğu asfaltın üstündeyim.
Haklıydın. Seni öptüm ama konuşmuyordum. Kızgındım ama umursamıyordum.
Seni öptüm ve kalkıyorum masandan. Umursamazlık dolanıyor boynumdan ve giriyor göğsüme. Hatırladığım her şeyi vestiyerden aldığım ceketin yerine bırakıyorum. Bedelini ödeyeceğim bir ceket yerine bırakıyorum seni.
Acınası ama kabul et epey yaratıcı.
Sokaktan geçerken bir adam gördüm, saatimi sordu. Saatin kaç olduğunu değil, saatimin ne zamandır kolumda olduğunu...
Onu da öptüm. Devam ettim sonra yürümeye.
"Anlam yüklediğimiz şeylere dikkat etmeliyiz."
Davranışsal değil öpüşmeler.
Değişken olan tek şey biziz.
Bazen görmezden gelmek isteklerimizin bütünüyken bazen koskocaman bir hiçiz.
Ellerim bunca şeyi nasıl inşa etti, gerçekten bilmiyorum. Fakat zihnim onca şeyi nasıl yerle bir etti ve edecek, artık adım kadar eminim.
Ellerim ve zihnim ortaklığı bitireli on iki yıl oluyor. Ben on iki yıl evvel naziktim.
Haklıydın ama ikna edememiştin beni. İkna edememiştin ileriye gidemeyişine kendini.
Aynı noktada olmak canını sıkıyor ve zaman geçtikçe bana katlanman zorlaşıyordu.
Sınadığım sabrın değil, kaybettiğin zamanındı. Kendinle o kadar zaman kaybetmiştin ki sonunda ancak benim noktama erişebilmiştin.
İkimizin de boynuna kadar battığı çamurun aynı olması boğuyordu seni. Çırpındıkça battın ve ben çamura bir an bile karşı koymadım.
Batmakla ilgili sorunum yoktu fakat izi kalacak diye sana dokunmadım.
Geriye döneceğim.
Kendimi ileriye taşırken tek bir an bile ellerimi cebimden çıkarmayacağım.
Zihnim dur diyene kadar kıyıma devam edeceğim.
"Üzgün değilim. Bunun için üzgünüm."
Bataklığın en güzel çiçeği benim.
Mısra Ergök
2022-09-29T21:52:35+03:00*Sayın
Mısra Ergök
2022-09-29T21:52:20+03:00Başlığınız dikkatimi çekti. Ve yazınız… Çok iyi bir yazıydı Dayın Ezo.
Selen ece
2022-09-29T16:15:24+03:00Bir yudum ekmek gibi yuttum şu yazınızı. Mükemmel.
Tutku Silahtar
2022-09-29T14:55:10+03:00Ne hoş bir üslup.