Hiçbir yere çıkan bir tünelde
ilerleyen bir metronun zifiri camından izliyorum seni
işte böyle yoksun
Yaz güze devrederken sıcaklığını
hala açmamış bir leylağı kokluyorum
işte böyle yoksun
Bir ay daha bitiyor
gelecek ve bitecek aylar var ufukta
bu ay sonlarıysa hiçbir şeyin başlangıcı değil
işte böyle yoksun
Tilkileriyle meşhurmuş bu kent
çok sayıda tilki koridoru buldum ormanda
ağızları çökmüş, taş dolu
tilkiler nerede?
işte böyle yoksun
Gelmesini beklediğim otobüsün güzergahı değişmiş
ne yaparsam yapayım varamıyorum istediğim yere
işte böyle yoksun
Yalnızlığımdan yalnızlaşan yalnızlığım kadar var olsan da
duyularım işlevini yitirmiş varlığına
işte böyle yoksun
Annem her gün mezarından dirilip saçlarımı okşuyor
akşam yine mezarına dönmek suretiyle
işte böyle yoksun
Kapalı havalarda yalnızlaşınca kalabalıklar
yağmurlar sevgisiz kalıyor
işte böyle yoksun
İçinde uçuşan sayısız kelebeğe inat
put gibi duruyor bir gergedan
işte böyle yoksun
Sonra’ya bırakılan her şeyin
sonrası kalıyor
işte böyle yoksun
Onu asla öpemeyeceğimi bildiğim
ona olan aşkımı asla bilmeyecek denize aşığım
işte böyle yoksun
Mumların bazen ağlayarak eridiğine şahidim
ama bunu kanıtlayamam
işte böyle yoksun
Bir dokunuşun düşü ardından
çağlayan gözlerimin kahkahasını da duydum
işte böyle yoksun
Ben yokluğuna övgüler yağdırırım
ve sen bunları hiçbir zaman okumazsın
işte böyle yoksun
Serhat Tosun
2022-05-01T00:46:24+03:00👏👏👏
Hilmi Bedrioğlu
2022-04-30T18:21:42+03:00Gayet iyi...
Fikriye Kaçar
2022-04-30T15:16:24+03:00yüreğinize kaleminize sağlık