Yürüyorsunuz,
aklınızdan günün yorgunluğunu atmak için evinize varmak, belki çayınızı yudumlamak geçiyor.
Yolda gördüğünüz bir kedinin başını okşamışsınız,
Duymamak zor olsa da o yorgunluğu
Siz yine de yeni günlerin getireceği o bilinmezlerse çevirmişsiniz yönünüzü,
Yarınlar var zihninizde,
Gelecek günleriniz, gençliğinizin güzelliğine imreniyor.
Her nefes alışınızda hayatı soluyor, her verişinizde dünyaya katılıyorsunuz.
Yaşanılmazı yaşanılır kılmak geliyor içinizden.
Her şeye rağmen yürüyorsunuz.
Ama,
karanlığın içinden fırlayan o keskin, soğuk, yıkıcı canavar peşinize takılıyor.
Siz gönlünüzde hayatı beslerken,
En derin yerine saplanıyor.
Yürüyorsunuz,
Yürürken bir kılıç darbesi inebilir üzerinize,
Yemyeşil bir dalı kırar gibi,
Gül bahçesini biçer gibi.
Bir kılıçla parçalanabilirsiniz sokak ortasında.
Elde bayrak gibi taşınan bir kılıçla,
Düzenin parıltılı bayrağıyla,
Sökülüp alınırsınız bu dünyadan.