Çukur
(0 yorum)Düşmüşüm evvel zaman içinde yalnızlık çukuruna. Çıkmak için her çırpınışım daha da derine çekiyor beni. Çıkmak istiyorum çıkmak! Ben girmedim çünkü içine, düştüm! Ama nasıl oluyor anlamıyor çocuk aklım, içine düştüğüm çukura kazma vurup duruyorum istemeden. Yetmezmiş gibi bir de çıkan toprağı kürekle üstüme atıyorum. Acaba yeteri kadar kazarsam Dünyanın öbür ucundan çıkar mıyım, o zaman görebilir miyim GÜNEŞİ? Dedim ya anlamıyor çocuk aklım. Eşrefi mahlukatın en şerefsizlerine denk geldim, karardı yüreğim biraz ama hala çocuk aklım.
Yahu nasıl başarıyorum bunu her defasında gerçekten. Nasıl oluyor da dönüp dolaşıp yine aynı kazmayla aynı toprağa vuruyorum? Yahu nasıl kıyıyorum ben kendime? Acımıyor muyum hiç ruhuma, bedenime? Yine aynı hüzün yine aynı keder. İsminiz değişmiş, cisminiz değişmiş ne fark eder! Aynı işte yüreğimdeki tezahürünüz. Kelimeleriniz değişmiş, cümleleriniz değişmiş ne fark eder! Aynı işte fikriniz. Renginiz değişmiş, memleketiniz değişmiş ne fark eder. Hala yabancı bana diliniz, dininiz.
"İmdat" diye bağırasım var imdat! Yok mu yahu birkaç metre halatınız? Salın hela bana doğru. Bağlayın sonra kökü yalnızlığım kadar derin bir ağaca, çıkarım ben çırpına çırpına. Söz, yormam sizi. Çekebilir hala ellerim bedenimi. Halat yoksa toprak atın üstüme. Mirasına konacağınız babanızın mezarına atar gibi, hızlı hızlı ve zevkle. Doldurun şu çukuru toprakla, çıkayım ben de ve kimse de düşmesin bir daha bu kadar derine.
Yahu bari bir yastık atın aşağı, uyuyamıyorum geceleri.