SİYAHIN KALBİ
(0 yorum)İçinde bulunduğun dünyanın renkleri ne kadar gerçekler ? Mavisi , yeşili , pembesi ya da ışıldayan sarısı ?
Ardında barındırdıkları duyguları ilk gün olduğu gibi temizce saklayabiliyorlar mı yine ?
Baktığın deniz hala aynı mı ? Kapının dibinde açan en sevdiğin çiçeklerin şefkati ? Göklerde gezinen bulutların kararmayacağının bir garantisi var mı ?
Etrafına bir bak . Gerçekten aç gözlerini canını yaksa bile sorun değil . Bazen yüzleşmemek daha acı . Orada olmadığını bildiğin duygular için derinleri kazıp durma çabasını vermek en acısı . Kendine bir yer edinebilmek için eşelediğin onca toprakta , sağlıklı büyüyemeyecek seçici bir bitkisin . Kendini renklendirecek bir yuva arayışındasın ve köklerini kazımak istediğin bir yer var heyecanla . Ardını görmeden sarılmak istediğin o yer senin yuvan mı cidden ? Umudun olduğu her yerde yaşam var dediler bizlere . Umut varsa sebep vardır dediler . Umudun olduğu yerde gerçek kadar fazla güzellik olduğunu zannetmemize sebep verip kandırdılar narin yüreklerimizi . Yağan ilk yağmurda ya da açan ilk güneşte çiçeklenmek istedi uzunca yalnız kalan dallarımızda duygularımız . Kanmaya müsaittik oldukça . İçinde bulunduğumuz yalnızlık ruhlarımızı sömürürken , dikenlerimizi kucaklamak güzel bir umuttu evet . Sahte baharlarla selamlaşmak bile verimliydi bakmayı bilmekten aciz gözlerimize . Nereden geldiğini bilmeksizin bir kabul görmenin aşkı ile sardık her şeyi . Her şeyi dediysem de yaralarımızı oluk oluk kapatan en büyük zaafımız buydu . Sardığımız yerden kanadık defalarca . Taze bir mevsim geldi zannettiğimiz onca toprağı suladık kendi duygusal artıklarımızla ve gözyaşlarımızla . Çok hassas olmanın kefareti denecek vahşilikler yaşadık hep birlikte . En duygusal varlıklar olmanın getirdiği duygusuzluklarla kırıldı tüm buz tutmuş bakışlarımız , bıçaktan keskin aynaların ucunda . Ömürlerce birikmiş nefret duygumuz söndü sonra . Bağırıp çağıracağımız onca anın yerini derin kuyulara düşmüşçesine çaresiz sessizlikler aldı burada . Kayıp bir diyarın kayıp fertleri olduk buralarda . Gözlerimizin ardında ne var bilemez olduk zamanla . Omuzlarımızın üzerinde çökmüş dünyalar kaldı , ardında kayıp kanatlar . Onlar dinlemedikçe biz daha çok yazdık , daha yaştık gözlerimizin ucunda . Kazandıklarımız , kaybettiklerimiz hep bir arada . Biraz acı şimdi her şey . Keyif aldığın onca şeyin ardındaki hevessizlik kalbini içten içe daralttığı anlarda biraz acı . Seni seviyorum demek bariz bir yalan . Kendini kaybettiğin bu dünyada bir başka kalbin sesini duyabilmek koca pespembe bir hayal . Gerçek ise çok zifir . Az gölgeli grilerden terfi edilmiş bu koca karanlık ruhumun gömleği . Anlayacaklarını bilsem çok daha fazla şeye benzetirdim eserlerini . Onlar görmeden yazdılar , bakmadan çizdiler ve duymadan söylediler her şeyi . Bu aptalca bir sanat eseri ! Gördükleri şey siyahın ta kendisi ...