Bir tren bir vagon
Ve bucağı karanlık yolculuklar.
Giderken ağardı sakalım
Girdim ölüm yaşıma
Ne sevda imiş tünedi kaldı başıma.
Ne ağaçlar meyve verdi ...
Girizgah ile evvelâ uşşak,
Gelmedi Dilber taşladım üç kuşak.
Aşk kadar yoksul
İnlerken eşikte,
Tamburum hasta yatıyor beşikte.
Gel! Üsküdar çalarken me...
Gözden uzak olmak buysa
Bak ana sütü gibi ahsızım
Gel de sustur öyle kolaysa
Tam bin yıldır silahsızım
Kırklar üstüme çekti yorganı
Meydana kadar kızı...
Evde kalmış katibenin cam kırışları...
Akranları ile konuşan madam Valeria.
Evler, tekrar döşenen çitler.
Burası Avrupa'nın en soğukkanlı şehri.
Memurlar...
Savaşın ortasında doğdum
Kan döşeği, barut kokusu...
Kastı varmış ılık yağmurların evimize
Öyle derdi babam,
Ölmeden önce.
Rüzgar
Ve özgürlük umudu
An...
Puslu cam, ucunda kafes
Yağmur yüklü gecenin, hatta sokak!
Önünden geçenin
Ne haddi var ne hesabı.
Darlaşmış balkon
Kuytulardan yükselen nem kokusu
V...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok