düşünmeseydim evrenin gizini
aşağılık düzene boyun eğseydim
gerçekliğin ne kadar gerçek olduğunu sorgulamasaydım
çok okumasaydım belki
aşka düşkün olmas...
kalabalık bir şehrin yalnızlığı
sükunet sağlandıkça duyumsanmaz
duvarları maviye boyarsanız eğer
gökyüzü bu renge aldanmaz
denizin dibinde yatıyorsa huzu...
beni bir kere kırdılar dalımdan
iki fide verdim doğa anaya
toprak bastı beni bağrına
ağaç oldum orman oldum
beyazdım acıdan yeşil oldum
bir yangın tuttu...
hangi hayat doğruydu
her kitabın ardında keşkeler mi birikti
ne öğrendik bu kitaplardan
o mücellâ ışığı yalnızca ölümün kıyısında mı göreceğiz
söyle İvan...
gayri nizami aşk askeri itahamüllere göre
bin imkansız sevdanın bin ölümüne denk
geçmişin aynasında sana yer yok
geçer gemiler geçmişin körfezinden
deniz...
cennet varken ayağımın altında
kendimi teslim etmem hala
ayaklarımda deniz yıldızları
dört yanım balıkçı takaları
kavurucu zift sevdaları
sonra köpük kö...
içimin sularına zehir bulanmıştı
bir vakitler yaşam sönük
buzullar erimiş tılsımımız kırılmış
tavlada kaybetmiştim ben tanrıya
sonra viola bahar geldi
...
zarafet çarşaf çarşaf süzülüyor
ipeksi bir kadın dokunaklığı
dalgalar yalıkavakta söylüyor adını
kaymaya yüz tutmuşsa yıldız
ve giz dolmuşsa kadehlere ay...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok