tutmak ellerini bir rüya halinde, imkansız
imkansız dokunamamak saçlarına 70 mil öteden
bilseydim
şüphesiz öleceğim bir gülüşünle
dönüp bakmamak yüzüne...
seni, ruhumda bir sızı bırakmış halde buluyorum
susmak en iyi yol olmak için önüme serilmiş
konuşsam kelimelerde kayboluyorum
kararsız bedenim toprağın...
bir vakit ki
seni düşünmek farz görünür gözüme
düşünmesem, hayalinin gölgesi
zalimce hücûm eder göğsüme
ne yaptım da bu ceza revâ bana
ne yaptım da unu...
dün umut dolu bedenle kalkmak kolaydı
bugün yıkılmış bir adam var içimde
bilsem ki, yarınlar sahih olacak
aramalı, bulmalı; minik bir yalan var içinde ...
ölüm denilen kucaklayış, sanadır yakarışım
yaşamak kanayışım damarlarımda durmaz
artık yabancısın da unutmak zor yüzünü
ağlarım içimden sessizce haykırar...
tut ki gözlerin güneşi hatırlatmaz artık bana
varsayalım ki kinim boyunu aşmış sevmenin
kalmamış olsa da senden bir anı dahi
nedendir rüyama girişi acım...
kulaklarımda çınlarken acı sözlerin
yardım çığlıklarım sana varmaktaydı
bilsem ki elinde bıçak ve ölmüşüm
cesedim gözlerine son kez dalmaktaydı
bir bil...
mütemadiyen dolar kalbime yalnızlığın sızısı
sanki dünya bana sırtını dönmek için yaratılmış
ses vermeden isyanın haykırışı
sanki doğarken kulağıma fısıld...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok