Açılır güne gözler bulanık
Önceki günden kalan düşünce artıkları
Gri gökyüzünden saçılan melankoli
Açmazlardan kaçan bir adam
İşte tam orada kilidi çel...
Ölüm sadece bir hissiyat
Ne varılacak bir diyar
Ne de kalınacak bir konak
Hem geçilecek bir kapı
Hem de tadılacak acı bir lezzet
Dünyadan aldığın emanet...
Ve sonsuzluk artık senin kadehinde
Hızla ilerlerken yataklı vagonunda
Çıkar başını dışarı
Bak günler geceler geçiyor
Çek içine her birinden
Ve geriye b...
Sıkılgan kış günlerinin ayazında
titrek bir bakışla tanışmıştık sizinle
Rüzgar kentsel dönüşümlerin tozlarını savuruyordu arsızca yüzünüze
Ve siz umarsız...
Dala kurulmuş salıncaklar gibi
Arsız poyrazı yiyen kavaklar gibi
Salınır ruhum, dövünür bedenim
Yağmur yolu bekleyen toprak gibi
İlk güneşe kanıp zemheri...
Adı konmamış ayrılıklara yazarım şiirimi
Yaşanmış ya da yaşanacak sevdalara
Hızlıca atarım hayal alemine kendimi
Uzanıp dokunurum ay erince dolunaya
Yedi...
Pencerenin arkasından bakan gözlerin
Öyle sessiz hüzün, okyanusun derin
Karanlık bile korkar görünmez ki dibin
Geçip gidemeyenler bilir ancak seni
Perde...
Adı çıkmış yalnızlığın
Karmaşa
ardından konuşmuş
Endişe
girmiş kanına
Mutluluk
yolunu değiştirmiş
Sevgi
uzaklaşmış yavaşça
Saygı
yüksek duvarlar ör...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok