bugün oldu hala yoksun
dün olalı çok oldu yine yoksun
kuşlar mı geciktirdi seni?
yoksa erken doğan güneş mi?
yarına az kaldı burda olacak mısın?
güneş d...
“Hamur işleri, sakin.”
-
Rimelime karışmış benliğim gibi siyah gözyaşlarım annemin odama yeni aldığı bembeyaz halının üzerine kayıyor, sevmediğim yanakları...
Öyle bir hengame,
yokluktan çıkıp
varlığa varıyorum.
Kendimi buluyorum,
ıssız bir pazartesi.
Yitiriyorum sonraki an,
her şey parçalanıyor.
bir çiçek o...
Bir. hızın içindeyim çoktan. İzsiz. rüzgarım yok olmaya.
Durmam ilerletir. Kalmam çok gitmeye öz Bilirim.
Hafıza, ışık ve sesten: elli adımlı günler
İçerd...
Her zihin kendi gerçekliğinde kavruluyor Versa ve dokunduğu her zihni kül ediyor. Boşa düşen her bakışın ardından duman yükseliyor. Göz buğulanıyor ve perde ...
Öğrenene kadar orada olduğu bilinmeyen bir tuzaktı.
Adı sanı bilinmez, kulaktan dolma bilgilerle korkulurdu,
üstüne basıp fark etmeden geçip gitmek kolaydı...
nefreti hissediyorum.
düşünüyorum.
daha önce hiç kimse,
kimliğine bu kadar düşman olmuş mudur?
her hareketinde bir suç arayan,
bir de her hareketini mad...
A disconsolate lullaby uttering
And a desolate silence yelling
Here waiting on my knee, bravely and lustily
Between the arms of a mulberry tree,
Feeling ...
...
kutsanması ise bu bir hayatın
ve gecikmişse kapı önündeki davetsiz misafir
yağ üzerime yağmur
benden daha ağırsan dök kendini yerlere
içime de yağ
...
ohne bluten gibt es keinen frieden
so we've roses with torns in the garden
tu dis que tu peux tout surmonter maizen
"insan dağları aşsada kendini aşamıyor...
No more the songs
Scared to be sung to death once
No more the days
Thou be sick and weary of me
No more thy scent
I couldn't get off my chest but tried...
Kalbimin tik taklarını dinliyorum karanlıkta
Herkesin saati 5 iken ben 7'deyim
Şeytanların uyanış vaktindeyim
Herkese güneş doğarken
Ben dünyanın diğer y...
Korkma benden böyle
Çünkü
Anlatayım
Benim lüzumsuz nefesim lüzumlu vergilerle çevrili canım
sana kestiğim faturalar omurumda bir eğriliktir bilesin
her ...
Ah! Nasılda işliyor kanıma.
Ah! Mine'l aşk, vaveyla sürüsü boğazımda!
Ah! Öldüren bir antagonizma!
Saray odalarının ihtişamı,
Bir doğum sancısı sevinciyl...
Gidiyor, şaşırdım demeliyim belki de ama şaşırmadım. Onunla aşağıya iniyorum, sanırım yolcu etmek için. Demir kapıyı açmak için sol elimi uzatsam da karşıdan...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok