Hiç unutmam, kocası düğün gecesi beynini dağıtmış.
Köyün delisine vardığını sanmış.
Baldırı çıplak, insanlık sende eksik kalmış.
Trenlere bakmaya çarşafıy...
Girdikleri keçi donu,
Cinnilerin kurusun huyu,
Kargalar öre dura tunç yaylar, ucu elmas örtü okları.
Zamanı geldi mi, koca kayalı dağları yıkmaya başlar z...
Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
Sular sarardı... yüzün pe...
Histerik köylüce, Efendi'nin sevgisi,
Devlerin her birinde gümüş rengi içkisi.
Karaçamlar üstünde ruh taneleri,
Köpeklerden gelen bir feci inilti.
Diğer ...
tavan arasına kaçan çocuk
erik ağacından görünen göğü düşünür
akşamın acısı içine çökünce
uyur
benim küçük bir kedim vardı
ahmak bir ayak ezdi
benim ...
Bir rüya gördüm bu gece. Ellerim boş, dilim kupkuru ama mutlu ve mahmurdum. Serçe parmağımdaki yüzük çok sıkmıştı ruhumu, gevşettim bir an parmağımdan. Çöp k...
Fersah fersah boğazımda düğümlenen heceleri kusmak üzere geldim. Ne derim, ne anlatırım, ne söylerim bilmem. Kabuslar ve titremelerle çevrili bir dünyanın, k...
Özgür düşlerin, sıralı ve kapanıklı öykülerine aldanış etmeksizin ilerlemek üzerine burada olacağım. Çok basit bir cümle burada olacağım demek. Her an nerede...
Bir süredir aynı yerdeyim. Dün uyudum bir ara, aynı masada, aynı sandalyede ve aynı bedende. Değişen ne ? Hiçbir şey. Takvim yaprakları ne zaman durdu benim ...
Sabahtı son uyandığım gün. Günlerden pazartesi değildi emindim. Cumartesi olmaya pek müsaitti. Odanın içine saçılan güneş hışırtılarıyla yataktan genleşerek ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok