Nefes nefeseydi. Soğuk hava onu uykusundan uyandırdığında henüz güneş doğmamıştı. Rüyasında karla kaplı kocaman bir dağın tepesinden kurtulmaya çalışıyordu....
Dışarıda yağan kar odasındaki sobanın harlı ateşine rağmen içini üşütüyordu. Karın yağmasını hiç sevmezdi. Soğuk havalar ona her zaman ümitsizliği hatırlatır...
İnsanın ayakkabısından içeri geçebilecek kadar iri dikenlerin olduğu, çorak, kuruluğundan güneşi bile şaşırtacak hâldeki uzun yolun başındaydı. Sağ elinde ...
Bir gün daha batmamış onun için güneş.
Çünkü doğmayı bile becerememiş zavallı.
Ne hasta bilmiş sabahı
Ne de kırık saksıya ektiği acınası çiçek.
Güvenl...
Delirmiş olmalı zihnindeki anılar.
Belki kendine getirirdi onu çatlak duvarlardan sızan serin sular.
Yürümüyor koşuyor adeta su görmüş bir bedevi gibi.
Gö...
Aniden gözlerini açtı. Çalan onlarca alarmı duymamış, maraton koşmuş gibi hızla atan kalbinin sesiyle uyanmıştı. Ensesindeki birkaç tutam saçın ıslaklığı ile...
Dükkandan çıktı. Kapıyı iki kez kilitledi, dükkanın önüne sermiş olduğu ve silinmekten bazı parçalarının kopan kahverengi paspasa tekrar ayakkabılarını sıkı ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok