"...Eve dönmek
kendime sarkıntılık etmekten başka nedir?
orada, arada bir beni yoklar
intihara ayırdığım zamanlar
bunlar temiz, kül bırakan zamanlardır
...
Doğduğum şehre küskünüm
Bu bir
-mış gibi yapamıyorum
Bu iki
Ahitlerine
Sırtını dönenlerle
Aynı safta duramıyorum
Bu üç
Anla beni
Bugün benim doğum günüm. Misafirlerim birazdan gelecek. Dile kolay, seksen sene yaşamışım. Şaşırılacak iş doğrusu! Üstelik iki kere doğmuşum. Evet, mübalağas...
Bir duman al şu sigaradan,
Bir şey anlayayım içtiğim zıkkımdan,
Şaraplık üzümleri sen döv,
Bir ismi olsun içtiğimiz zehrin.
Katlanıyor insan,
En büyük...
Hayatımın şu aşamasında
Beklentisizlik sapağından
Sapıyorum
Ne herhangi birinden
Ne Yukarıdakinden
Ne de kendimden
Artık hiçbir şey beklemiyorum
-Dese...
Ne yapacağımı bilmiyorum.
Aidiyet duygumu kaybediyorum.
Nefes alamıyorum.
Yine bir başımayım.
Bir kavanozun içinde
Yaşamak istiyorum.
Güzel hatırlanmak lazım azizim
Bakarsın pat ölmüşüm şu köşe başında
Ne kalır benden geriye?
Hoş bir tebessümden başka...
Güzeldin bir öğle vakti merdivenin kenarında tanrıça gibi uzanmış silüetin
Uzanmıştın, kusursuz dalgınlığından uyandırmaya korktum seni
Senin güzel düşler...
Düşlerden uyan!
Uyan dedim zaman yalan!
Küçüklüğünden beri anlatılan masallar,
Seni hangi hayata hazırladılar?
Ne dedi onlar? Kader falan...
Çaresizliği...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok