Bilemem, ay ışığı neden uğramaz buraya
Güçsüz başımıza yaslanan o daha güçsüz ağrıyı
Neden kanatlandırmaz, uçurmaz
Sonsuz süren bir mevsimdi
diz dize
Tozlu raflar ve ahşap, her şey şimdiye göre eskiydi
O bizi terk edip giden beyaz
O bizi dik tutamayan zemin
neredeydi, zamanın peşinde eksilene dek
Pencerelerde süs gibi dizilirsek, her şey baştan sona belirsizdi
Alıp karşına konuşacağın bir şey hiç
Değildim
konuşmak, çıkmazdı, sıfırdı, hiç unutmamıştık
Sorsan bir yaratıp bir dağıtmıştık kötüyü
Sanki ardında sonsuz ihtimalle
Korkusunu ilk burada görmüştük karanlığın
Burada örtülmüştü bir yanımız, belliydi
Hırpalayan yüzlerden bir duvar düşün aşılmaz
Yeni geldik, sezildik
Önce ölçüsü alındı kusurlarımızın
Görünmez eller ördü bu evi, itiraz etmedik
Tam bize göreydi, kısa ve zincirli
Suyu ipliğe kattı sertleşsin için
Sertleşti içleri her anlamda doğru
Sesini sonsuza yükselttim hep uzun çığlık
Duyulur sandım yaz gelincikleri
Kimi dinlediysem dönüştüğü diken gibi sipsivri
Unutmadan, hala diz dizeydik
Artık ağırlaşan öykümüze yeni bir son gerekti
Nefes alacak bir sökük, gizli bir ilmek belki
Bu zor, yeni geldik
Başka yönlere doğrulamaz mıydık
Hiç sezilmeseydik
Güneşi kapatın, ancak böyle anlaşılır
Bir gün nasıl zehir içinde dolandığımız
Oradaydım, bir kalabalık ve mahvoluş seliyle oradaydım
Farkına varmanın olağanlığında
Yenilmeden duramaz mıydık
Örtüler altına ay ışığını saklamıştır evim, bulun
Bir el yetişsin diye bütün camları kırın
Gerçeğe bir örtü ve yanılgıya, evet, onca uzağa
Boynuzlarına ve yaralarına kim varsa
Seversen, yeterince sevinirsen kapkara örtüler içindesin bir an
Daima toparlanıp gitmeye hazırla adımını
Eksilmeyen yükten hep tedirgin hep tedirgin askıları
Buruşuk kâğıtları ve içinde döngüyü tamamlayan
Bir tutan
Sanki buğudan ibaret varlığım
O bile örtülecek oldu ve yeniden yokladık ağzımı
Böyle bozuk bir nizam içinde ben çocuk
Saklanmadan önce, biraz bulunsaydım
Ses, yalnız büyük, yalnız çatlak bir yüzeyden
Çarpıp
Çarpıp yanak yanağa dururmuş benimle
Ses, yani biraz duyulsaydı
Çünkü bir an camı aşacağım kapı yokmuş gibi
Kırmak yasak burada ve hep sırdan yapılmayız
Öyleyse neden saçılmak üzereyim
Neden
Ellerimle sarmaşıkları koparıp attım
Kaldırdım eski bir eşya gibi hissetmeyi ve yüzüme lav demeyi
Gidende duran aklımı bulun
Neden
Kusurlar yanıp söner ve tam ortasında odamın
Bilemem, bana karar verdiren kimse
Aksamüstleri kaldırımları daha bir soğutan
Böyle yakıya benzer bir beyazlıkla soğutan
Beni belki birkaç voltalık zaman diliminde
Kaç kere bölüp bölüp bırakan
O dengesizce yaşamak
O geç kaldım hissi, kıpırdamalıyım hissi, sanki
Her an seslenecek diye kulak kabarttığım hatıra
Ve ilk kez görür gibi şaşırdığım
Beni şakıyan bir kuş eden yuvalar
Anlamadım, durulmadım
Eşyaların yerleri değişti geçmedi ki zaman
Saksılar değişti yeni tomurcuklar doğunca
Çoğalınca bakmak
Rüyaya dönüşen ve fark etmeden
Başa saran bir ben kalınca
Dinleyen yüzler değişti ve süre bitti
Mahvolup birden çok yanımla
Daha çabuk, daha kesin anlamlar türetti birileri
Dünden temiz görünürken pencerem ve dünya silik
Nokta, çizgi, kabarcık ve biraz veda halindeyken
İyileştim mi, bana neler denendi
Bana sonlar devredilirken
Kimler itti benden sevilmeyi
Sabahları hatırladık, sonbaharı yumduk gözümüzle
daha bir boşluktu, tekinsizdi
Tanıyamadan gireni ve çıkanı
Ne hızla kırpılmıştı resimler, yani insan yüzleri
O büyük sevgi bitti, anlamadım nasıl birikti susmakla örtüler
Şimdi evim sarı ışıktan ve herkesin bir gardı var
Hiç farkına varmadan girilen çukurların
Kapanışların ve
acının bir başka ifadesi yokmuş gibi kör duruşların içinde
Herkesin kesin bir fikri var
Koştuğum bayır ve her dipte bir hindiba gördüğüm
Onu tutmadan ters yöne düştüğüm
İşte evim budur, belirsizdir, durulmazdır
Düşmeyi beklerken kızarır da gözyaşı,
dünya ton değiştirince ansızın
Şüpheyi burada ben
Eğrisini ben, öfkesini ben
Erişmediğinde boyum henüz eşiklere
Günden güne ölen bir şey gibi büyüttüm
Kötü uzakta değil
Evim onca baş içinde suskunken
Sorgudan yapılma ezberleri bilerek yutmuşken
Ve her gün başka bir garez doğuran bağlar
Beni boğazımdan
Beni yumru gibi
Belki yabancı bir hisle avuttuğunda
Evim tüm bunları karşılar
Çizikler üzerine bin kat sıva
Okşar öfke durulana kadar
Bir mum yakınca sabah olduğunu varsayıp
Direnci alır alır da çalar suratımıza
Evim böyle tuhaf huylarla yormuştur kalbimizi
sevmeyi eksiltene dek
Hepsi yalan değildir
Bilemem, bir gariplik denedim
Bir yalan denedim burada yaşanır sanıp
Doğunca kökler ve bağlar vardı kırılgan
kim koparıp atacak, bilinmez
Öyle yasakları durdurup hep savunup
Kötüyü göğsüme en yakın yerlerden tanıdım
Çift katlı uykular ve temas şimdi
uzanmak uzanmak ve yetişememek şimdi
Ellerim hem yumruktan hem sarmaşıksa
Böyle okşarken acıtan neydi
Şimdi yüzler bana dönük olsa belki sırtım aşınacak
Bilemem, bir gariplik beni aşıp gitti
Bin kat örtünse de gizlenmiyor
Dilimin ucunda ama söyletmiyor kötüyü
Hep kör parmaklara, hep hissiz parmaklara kalıyor sızısı
Hiç mi
Örtüleri korku içinde bırakıp bırakıp
Makasını ben tutmadım kötünün
Hiç mi ağır konuşacak olmadım
Yeterince batmadık mı kara günler, duman vedası
diye bir kez ağlamış olsaydık
Ve daha aşınmış denizler
Yani düşlenen demek isterdim
Aslında her ev bu açıdan fenadır
sıfırdır, fenadır
çatı hep hayali kurulan, belki çocukluğa benzer bir şeydir
Hatırlarsak bir kâğıtta mutlaka bulunmuştur
Ve yıllar sonra buruşacak, geçmeyecek sancısıyla
Bilemem,
aslında ben hep aynı açıyla kanarım
Doğru, belki kocaman tüylerden, yırtık gömleklerden, köpüklü sulardan ve böyle bazen,
Dağ gibi bir yumruyu yutkunmaya benzeyen
Artık yaşlı bulutların çekildiği o durak belki
Bilemem, hiç çıkmadım bu evden, çatısını çizemem.
Gelip bir çiçek dinlensin diye kenara çekilmiştir evim
O örtüleri aynı kat iziyle sü re siz
Susmuştur
Nasıl bilebilirsiniz, bana neler denendi
Hırpalanan yüzeyler üzerine serilmiş miydim
Çırpınan kanat sesleri duymuş muydum başımda
Sırtım aşınırken yüzümde bir yaz gelinciği
Yeterince batmışız kara günler, duman vedası
Güneşi kapatırsanız belli olacak
Kötüyle göğsüm arasındaki çelişki
Kötüyle göğsüm arasında unutulan sevgi
Kevser Karakaş
2024-03-09T14:23:42+03:00Alıp götürmesine sevindim, teşekkür ederim çok.
Can
2024-03-09T10:31:54+03:00Alıp götürdü evvele, düne, umudun kırıldığı her yere,..Etkileyici çok, yüreğinize sağlık.
"Böyle bozuk bir nizam içinde ben çocuk
Saklanmadan önce biraz bulunsaydım"
Kevser Karakaş
2023-08-19T12:47:02+03:00Eksik olma Vedat, çok teşekkürler.
Kevser Karakaş
2023-08-19T12:45:54+03:00Hissetmeniz kıymetli, teşekkürler Sonya. 🌿
Kevser Karakaş
2023-08-19T12:44:18+03:00Sevgili dostum Bektaş, anladığın için teşekkür ederim. Bize neler denenmedi ki...
Vedat duygun
2023-08-17T09:30:11+03:00Üzerine çok şey düşünülen şiirlerden olmuş. Ellerine sağlık Kevser.
sonya
2023-08-16T14:27:25+03:00Akıp giden kelimeler, anlamlar... Güzel bir hikaye okumuş gibi hissettiğim bir şiir olmuş 🙏
Bektaş Şenel
2023-08-16T01:32:24+03:00"Bana neler denendi."
Yukarıdaki alıntı dahil, çok yerde uzun kaldım. Birkaç yerde şiire yeniden başladım. Ne diyeyim, aklına sağlık sevgili dostum. Bir şeylere iyi ki...
Kevser Karakaş
2023-08-15T23:34:34+03:00Beğenmene çok sevindim Mocan, sevgiler, dünyaya ve sana.
Kevser Karakaş
2023-08-15T23:32:20+03:00Bu şiir seni ve kelimelerini kıskanmalı asıl, teşekkür ederiim 💚
mocan
2023-08-15T22:56:38+03:00Duyulur sandın yaz gelincikleri evet. eline aklına sağlık çok. şiir için dünya adına teşekkür ederim.