Bir ses duyulur

Kızıl renklerin ahenginden

kaçarım

Kaçarım iki kişi olmadan

her şeyi tek kişilik anlarım


Öyle anlarım ki durunca ellerimi

Havlumda iz unuturum durunca

Unuturum ve unuttukça

Biri susuza uyanır

Biri sıcağa uyanır, tuza uyanır biri

Geçerim bir rüyadan suya, gece ağlatan suya

Ordularımı oraya doldurur

Benzer rengimi buldurur

Boyatır habire boyatır kendimi

Omzumdaki gizi unuturum


Unuturum da sanki, bitmez hiçin soluğu

Parlar, parlar ve zifire benzer

Bir ses duyulur ama yine

Gözlerimi örterim dünyaya yine

Ahşap kapı yine kapanmamaya açılır

Sonraya gölgece uzaklaşır biri

Oradan, orada hiç olmamış gibi

Bir çocuğun adını unutur gibi

Unutur gıcırdayan parkeleri

Yatak delen demirleri

Terlikleri, ışıkları unutur

Çok ağlanmış gecelerde verilen sözleri

Unutur coşkusunu koynuna alıp

Merakını koynuna alıp gölgece uzaklaşır biri

Benim ellerim kucağımdadır

Durur, dinlenir ve başlarım:

Öyle gecelere öyle gözler hazırlarım ki

Ben öyle sesleri öyle resimlere

Öyle bakışları, öyle kolları

Öyle fikirleri, saçları

Omuzları, bacakları öyle

Hazırlarım ki zamana

Bir ses duyulur:


Dengemi, aklımı aklarım

İçim uzakta bulunur


Beni yerimden uzağa eden

Dar odalar, hep dar odalar unutulur

Hep aynı yollar, ağaçlar hep unutulur

Korkarım adımdan, bir merdivende

Uydurduğum palyaçoyu unuturum

Ararım aynalarda bulurum durunca

Ama koltukta otururken, loşken oda

Biri eliyle hatırlatmaz ya hiç

Yüzümdeki derin çizgiyi unuturum

Bilemem hem güldüğümü

Hem ağlamam benzer kurtuluşa

Yırtılır bir masanın sakin duruşu

Üstündeki gülü unuta unuta kuruturum