I.
Yürüdüm su
Bugün yürüdüm denizlere indim
Yeşil tepelere indim güvendim ayaklarıma, ellerime
Terliğime güvendim, kendim almıştım çünkü
Gördüm ne varsa benden uzak, kime yakın
Fenerler, iskeleler, havlular ve birinin olmayan yüzü:
Soluma dönüyorum acımıyor, sağıma dönüyorum acımıyor boşluğu
Acımıyorsa bitmeyecek demektir dese bir şiir şimdi
Bununla ne yapacağım?
Su?
Anlamaya yürüdüm bugün
Yokluk bir koku su, bu, kesin
Yokluğun kokusu her şeye işleyen
Bunu bildim de
Her şeyi işleyen bir gözüm kaldı
Anlayan bir gözüm, sesi olmayan
Ellerim yok gibi parmaklarım
yok gibi izim
yok gibi bir kırık iskeleye bakıyorum
Gemilere bakıyorum, kıyıya ölmüş şişelere
Bir milyon plastiğe üzülüyorum belki
Dalgalar yükseliyor bakıyorum, alçalıyor, köpükleniyor bakıyorum
Durulmuyor hiç bakıyorum, su
II.
Üç yaz önce demiştin
Yalnızlığı durduramayız, en fazla unuturuz
İki kişi olma gerekliliğini
Unutabiliriz, bu doğru çünkü sürekli
Yanıma kendimi unutuyorum
Gölgemi hatırlıyorum su
Neyi biliyorum, neyle tırmanıyorum yokuşlara niye
Yokuşlar nereye gidiyoruz
Diyorum çiçek nereye bakıyorsun diyorum
Bir deniz fenerinin yaşını hesaplıyorum
Şiirler yazıyorum, unutuyorum
Kayboluyorlar üzülmüyorum
Yalnızım üzülmüyorum
Kalabalığa üzülmüyorum
Dışarılardan daha dışarılara dönüyorum su
Dönüyorum da görmüyorum beni
Her şeyin çatırtısını duyuyorum, sevginin dahi
Su?
Ev ne ki şimdi?
III.
Sadece varmışım ben, hiç orada olmamışım
Neden su?
Ev ne ki
Neden cansız bakıyorum şu taşa
Kırık iskele bana ne anlatıyor bize ne anlatıyor kim
İçime biri girmiş gibi, girmiş de sığmış gibi
Sığınca ben taşmışım yerimden
Gibi
Kim?
Ben kendimde değilsem
Kendim de değilsem
Biz burada neyi arıyoruz, su?
IV.
Ve/ya
Bugün bin yirmi üç kulaç attım desem
Yalanlayacak kim beni
Köpekler beni, kediler beni hep sevdi desem
Desem ki
Dün gece iki yıldız kaydı, gördüm
Gördüm, kalabalıktı herkes
Sustum ışığı su, niye?
Parıltıyı sustum, niye?
Yok oluşu sustum, niye?
Israrlara şarkılarımı söyledim yabancı ellerimle yabancı gitarlar tuttum
Orada alkışlara, bakışlara karıştım su
İyi de ben niye orada değildim peki
Desem
Çok sigara içiyorum desem, önce kendimi yenmem gerekiyor kendim olabilmem için, desem ellerim küçülüyor, ellerim yetmiyor, ayaklarım yetmiyor, aklıma benzemiyorum desem
Desem ki geçen sene dört adım, bu sene iki adım baktığım iskele
Her sene biraz daha küçülüyor desem
Kendimi neden aynalardan değil
Neden bir yıkıntıdan hatırlıyorum desem
Desem ki bugünkü kırmızı çiçeğe bir öykü yazdım
Ellerimi çırptım çileği dalında bulduğum için
Bir kıyıya koştum dilimde mayhoş tadı
Burnumda yeşil tadı
Yani desem ki ben neden bir kişi olamıyorum
Nereye dağılıyorum bunca
Bizi kim toplayacak?
Su?
V.
Her şeye bunca hakimken su her şeyi görüyorken hiçbir şeyi yönetememek kuramamak yani dengeyi yani bakmak görmek anlamak niye demek nasıl demek niçin temas bulamıyorum demek ama her şey çok uzak yorgunum hiçbir şeye dokunamıyorum diyememek hiç içten söylememek hep dışı okumak oyulmuş şeyler gibi hep kabuk sunmak hiç beni merak edin beni görün beni anlayın ve tutun elimi çocuk dilimi anlayın bakışımı anlayın saklanmak istiyorum büyüyen şeylerden anlamı değişen şeylerden saklayın beni diyememek belki içimde acıtmayan bir boşluk var diyebilmek iyi ihtimalle. Bu ne ki şimdi?
Su?
VI.
Nereye gitsem adımlarımı kaçışa benzetiyorum
Biz nerede kalacağız su
Nerede nereli olacağız?
Hadi burası dünya, buradayız, bakıyoruz, anlıyoruz çok sık
Anlıyoruz tabii, anlıyoruz ki bu yüzden
Seyrettim bugün köpüren dalgayı, süzülen gemiyi, yağmur karartısını
Seyrettim şeyleri çok uzun baktım
Sustum çok uzun baktım
Durdum çok uzun baktım
Tepeleri gördüm hep, rüzgar güllerini, ay çiçeklerini ekşi ekşi süzdüm
Gördüm su ne varsa
Ne yoksa buldum ki büyüsü bozulmuş
Ateşledim gözlerimin ışığını yorgun şeylere
Şüphe duymadım hiç
Sadece durdum ve daldım
Birkaç soru aradım ve buldum titreyişini:
Peki yorgun şeyler de bizi seyredecek mi bir gün?
Biri bizi iki kişi bilecek mi?
Ve söyleyecek mi kırmızı çiçeğe bakarken nasıl göründüğümüzü?
VII.
Hayır, su.
Ölmüyorsun
Sanırım
Tedirginsin, biraz küflenmiş
Seçiyorsun, buluyorsun, anlıyorsun, tanıyorsun
Yokluk bir koku su
Ölüm değil
Sen sadece konuşamıyorsun.
Değil mi?
Su?
Umay
2022-07-10T15:55:32+03:00@bektasenel Elinize ve yüreğinize sağlık, rica ederim..💧💧
Bektaş Şenel
2022-07-10T11:02:10+03:00Sevgili Mısra, iyi ki varsın.
Bektaş Şenel
2022-07-10T11:01:53+03:00Melis, bakışın ve yorumun için çok teşekkür ederim.
Mısra Ergök
2022-07-10T07:34:30+03:00“ Yokluğun kokusu her şeye işleyen.
Bunu bildim de
Her şeyi işleyen bir gözüm kaldı”
Eksik hissettim okuyunca şiiri. Eksik yerlerinden sarıldım.
Melis Yüksel
2022-07-10T03:42:32+03:00“Kendimi neden aynalardan değil
Neden bir yıkıntıdan hatırlıyorum desem“ önce bu kısmıyla sonra bütünüyle yüreğimi işledi, dağladı. Çok güzeldi, kalemine sağlık✨
Bektaş Şenel
2022-07-10T00:37:58+03:00Sevgili Sulyeser, sitemizde potansiyel gördüğün ve bu fikrini bu şiirin altında beyan ettiğin için teşekkür ederim. Elimizden gelenin en iyisi şimdilik bu. Koşullar değişirse bahsettiğin şeyler hızlıca değişecek. Söz.
Bektaş Şenel
2022-07-10T00:26:10+03:00Yorumun için teşekkür ederim Umay.
Bektaş Şenel
2022-07-10T00:25:56+03:00Bir şeyler deme canlılığındaysak hala, su hiç bitmeyecek demektir Kevserim. "Anlayan" aklından öpüyorum.
Bektaş Şenel
2022-07-10T00:25:48+03:00Bakışın ve görüşün için çok teşekkür ederim Beyza. Eksik olma...
Umay
2022-07-09T23:41:01+03:00@bektasenel Harika..💧💧
Kevser Karakaş
2022-07-09T23:38:48+03:00belki içimde acıtmayan bir boşluk var, diyebilmenin şiiri bu. su bitmesin.
Beyza Soukbaş
2022-07-09T23:22:35+03:00"Nereye gitsem adımlarımı kaçışa benzetiyorum
Biz nerede kalacağız su
Nerede nereli olacağız?" nasıl yüzüme vurdu bu cümleler, sormaya korktuklarımı. Çok güzel, aynı zamanda hüzün dolu... Kaleminize sağlık.