biz bu gözlerimizi alamıyoruz

duvarlardan

gökdelenler, arabalar eziyor içimizi

ve  

bütün kuşlar nefret ediyor 

ellerimizden.


istasyonlar birikiyor geçmişimizde

bu kaçamamanın çaresi yok

insan

neye tutsak 

insan olmaktan başka?

biz bu sesimizi çıkaramıyoruz

içimizden

bu suskun orkestra...

Çal bugün de!


bıçaklar,

bıçaklar kıpkırmızı kadınlardan artıyor

biz bu gözlerinden akamıyoruz

çocukların

bir gazete kupürüne

sığdırdıysak koskocaman yaşamı

unutkanlık yapmamalı artık

mezar taşları.


ölümün saçları dağılmış

biz bu saçları yoluyoruz

tel tel

durmadan

ve

ellerimiz kanlı bir kuş yuvası.