bir ruh çekiyor beni kendi çocukluğuna
orada ormanlar, karacalar
ve "tüfenkler" var
yemyeşili en,
bütün sabahların.
bir bakir oğlan gibi dolaşıyorum
genelevleri, ayakları
ve en esmer kadınların
rüzgardan titreyen yerlerini.
göğüslerine gömdükleri o mor tülbentler
saçılıyor;
yeisle ve kahırla.
hani nerede müzik,
hangi -kabare- açacak
gülümsemenin siyasi perdesini?
gülmek:
en çok tokken
en çok öpüşürken.
ayakları, dirsekleri ve alınları sırılsıklam babalar
benim en öfkeli, en tatminkar halim.
bir çıplaklık dolanıyor parmak uçlarında
-marş sesleri ve rotorlar,
ah uygun adım yürümek; parmak uçlarında-
bir çıplaklık, olmazların en olmazı
beni dansa kaldırıyor, göğüs kafesinde.
boğuyor beni, gölgelerin koyuluğunda.
ikinci adım çağırıyor,
zira yüzümden daha bilinmez ikinci adım
kendimde gizlediğim onca şey
taşıyor dudaklarımdan, memelerine.
gözlerin ışık saçar;
sen halka ağlarken.
gözlerinden başlarsın soyunmaya
ağlamanın ardı intikam, öfke.
sevgilim:
bu şiir homurdanmadan,
hiç gizlenmeden
öyle aleni, öyle açık
sana
ve esmer saçlarına yazılmıştır.
mocan
2021-04-21T22:30:50+03:00atmosferini ve zeminini çok sevdim şiirin. hatta gördüğüm bir diğer marifet birçok ayrı kavramı bir araya güçlü bağlarla getirilmiş olması oldu. bir tavsiye kabul ederseniz dize bölmelerini biraz yüksek sesle ve durarak okuyup yapsanız çok güzel olur. tabii bence. ellerinize sağlık :)
Jean Valjean
2021-04-21T20:50:40+03:00Çok güzel bir şiir olmuş. Hissini oldukça sevdim. Emeklerinize sağlık.