aklıma tutunan iri ve ürkek garabin
aklımda sarı delikler açan menakîr
bulunmuş tüm avuntuların çilesidir haberim
kederler, ışıklarla deliklerimden boşalı...
bir kan damlası çatlattı göğsünü
yumruğun battıkça sığ sulara
ver, hırpalayarak geçir dişlerime
ağzında ekşiyerek büyüyen ağuyu
aslı yok sandığın sahte ç...
M.
tüm korular dizisinde soldukça beraberiz
seni çıplak topraklar boyu yaşatıp insanlığa ve en çok bana ithaf eden tanrı'ya imânen
şen olsun tatlı yaram,...
kafamı şu yana büken ahengin düşmanıyım
bağrımın ödünü kopartan o bükülüşün
ruhuna kadeh tutturmaya çalışan haylazlığımın
düşmanıyım
gövdemi başka, fikr...
aldın da burktun köşesini kırmızı dudağın
soluk griye belenmiş bu devri
aldan kaftana sokmaya çalıştın
burnunu, kan çıkan bozgundan çıkarttılar
sen kafan...
her saatin köşe çıkmazlığına
payıma hulyâlı bir yenilgi döşeyen ey
senin adınla
etime mıhlanan ayeti, gözümden uzak olana kurban ettim
aynı cümlenin zik...
bu benzersiz sezgi
içime atsız bir savaşçı gibi bırakıldı
gitmenin ve dönmenin
kalmaklarla döngüde
en saltanat düzenini kurmak istedim aramızda
s...
belirsiz kaçışlarda ne buldum
ortasında tüylerin narince ürperdiği arzuyla
ne anladım suya batırmaktan kelimeleri
nerde kopuyor yanılgıların dillerini...
ben değil, serçe nişan alıyor göğsüme
ve nice şiire kan bulaştırıyorum
evet, yani evet çok teşekkür ederim kanlara
her şiir biraz kandır nasıl olsa
benim...
her gece yeniden,
bir savaşın gülüşünün, teslimiyetine kuruyor dudaklarım
mazeret, mazeret, mazeret
sana kurmak istediklerim
yıkılmak diyor, yıkılm...
ışıkları kapat, alnını soğuğa daya
eline öğret ekmek tutmayı
mesaiye dayan, sevmediklerine değil
neslihan’ı dişlerinle taşlama
uçuşan beyaz vadi kırgınlı...
insan istediği bi şey olmadığı zaman mutsuz olur
mutsuzluğun en meşru tanımı budur
mutsuzluğu iki sürece ve bir sonuca indirgedim
yorulsan da sonunun iyi ...
aralar kapılar ölüme, beni kaçırır nedense baharımdan
daha düzenli sancım, bak sana hüzünler ektim bağrımda
gövdeme meşinden bir tavşan postu gerek
şah damarını bileğime dola, bana
en şen sunaklardan kuyruklar dokumayı öğret
ben ayaklarımla cinnetimi resmederken...
öylesine mutlu ki yürek,
bir hüznü taşıyamayacak kadar.
ölesiye coşmuş ki sevinçten,
bir beyaz deniz düşünecek kadar..
evlere bakıyorum evlere
penceresi yanan
penceresi sönen
penceresi olmayan evlere
içinde dans edilen
içinde ihtilaller dönen evlere
içinde sıcak yemeğin...
Ruhumun, çamurda oyun oynarken çamura batmış bir çocuğun içi kadar temiz olmasını dilerdim. Oyun sonrası annesinden işiteceği azar ile kalbinin mahzûn oluşu ...
Güneşte ela, gölgede kahverengi,
Göz göze gelince sever gibi bakan gözlerin Beni yerle bir etmeye yetti.
Görüp bilirdim seni kendimce,
Hayrandım seni tanı...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok