Mahallenin acımasız çocukları tarafından kuyruğuna teneke bağlanmış bir kedi gibi
Nereye gidersem yanımda götürüyorum hayata olan kırgınlık ve hüsranlarımı....
Dümdüz nası sevilinir ben bilmiyorum. Kazanmaya yönleniyorum. Peyniri hak etmeye çalışan bir fare gibi labirente direkt dalıyorum. Biliyorlar aç olduğumu. As...
Kırgınım biraz. Ve öfkeli. Yerim var mı bilmiyorum. Herhangi boş bir koltuk mu dolduruyorum? Bu koltukta neden oturuyorum? Bu koltuğun nesini seviyorum? Özel...
Hüzün ayı derler Eylül'e.
Oysa hep bu ayda beklenir sevgili,
Gelsin diye.
Ama demiş ki Zarifoğlu
'Vazgeçtim!
Sen Ekim'de gel.
Eylül'de herkes geliyorm...
yanılgıydı sanki hepsi.
ormanda hep aynı ağacı görmekti
benimkisi.
değiştiğimi sanıp,
kırılan aynamda
kendi yapbozumu tamamlamaktı benimkisi.
Yıkıntılar arasında ne bulsam toplamaya çalıştım. Bir saksı bulsam ellerin canlanacaktı gözümde. Fesleğenleri gördüm. Damağımda bir tat duyuyorum. İyot kokus...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok