Sessizliğin başkentinden geliyorum
Durgun göller ülkesinden
Pınarın büyüsünden
*
Hışırtısından geliyorum yaylanın
Bir dağın bir ağaca söylediği şarkıda...
Geceleri korkulu yollara gittiniz mi
Biz çok şeyi vakit yok, pek kısa geçiyoruz.
Limanda bilinen gemiler oysa açıklardadır,
Kullanırız bir sözü, ama hangi...
Geçen gün elimde bir kitap, kürsünün üzerine oturdum. Birden gözlerim yavaşça bir kelebeğin çırpınışına şahit oldu. Elimdeki kitabı kaldığım yeri unutmamak a...
Gözlerimi yavaşça araladım, kaç saat, kaç gün, kaç dakikadır uyuduğumu anlayamadığım ağrılı ama uyuşuk bir halsizlikle. Ağzımda kuru bir acı tat, nefesimde h...
yine adınla başlıyorum
gecenin ortasına
(elif lam he)
sesimi sızdırıp zamanın enkazından
suya yansımalar düşürüp en gerici tavrımla
ağlamaklı bir söylev...
Yıl 1969. Ataol Behramoğlu Malazgirt'te sürgün. İsmet Özel ise Muş'ta askerlik görevini yapıyor.
Bu sıralarda Ataol Behramoğlu "Yıkılma sakın" adlı bir şii...
Ey büyük kayıplarla adını yazdıran renk
Bulut kadar beyaz, evet, kağıt kadar beyaz
Yoksa bir sokak düşüneceğim hiçbir yere varmayan
Oradan zayıf bilinçler...
hüznünle beslenen ey mah-ı münevver,
ey mah-ı menekşeler,
sürüklenen dallarında kuşların sesleri,
dağların eteklerinde açılmış çiçeklerin.
bir hasta kadı...
ey seslenişlerimi duyan nesillerin başlangıcı,
kalbinde çağlayan ufacık ateşlerin korları,
yüzünden düşmüş zülüflerinin damlaları,
yukarıda haykırdığın ke...
göğsüme saplanan şarapnel parçası,
çeyrek yüklük bir ömür tahtası.
benden ayrı ayakkabı bağcıklarım.
boğuluyorum,
biraz yüzeysel ama pek de melankoli...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok