Bir kaşık, kaşık ve bir kaşık daha. Tatlı kaşığından söz ediyorum. Koltuğun ucuna serilmiş yarım bir havlu, yanı balında Gogol ile ölü canı. Diğer yanında Ay...
“Hiçbir şeyden ölmesem, artık neredeyse bir sönüşün gelip gelip dirilmekten, sonra yine sönmeye başlamaktan ve bu kez de bunu önlemekten, işte bu gidiş geliş...
Bu tatlı mekan Şehreküstü’nde, Cumhuriyet Caddesi’nin orada, Kısmet İş Hanı’nın yanı. Mekan yeri olarak biraz arada. Aslında daha iyi bir yerde olabilirdi am...
Kafka adına özellikle onun bu eserinden bahsedecek olmam hem onu tanımak adına hem de onun diğer eserlerini daha iyi anlamlandırabilmek için bizlere faydalı ...
İş yoğunluğum sebebiyle okuma sürecimin uzadığı ve bazı sebepler sonucu da yazım aşamamın uzun sürdüğü bir romandı Saye. Konusunu okuduğum belli bir suretle ...
Daha fazla, daha fazla… Kelimelerimin ruhumla birlikte sona yaklaştığı anlardan birini yaşarken ve “Tamam artık, bir daha eskisi gibi olmayacak.” diye düşünü...
Az gidilen yol ve yüksek umutların şarkısı. Deliriyorum.
"I once knew a man who had fire in his eyes"
bazı gecelerde hayatın içime sığamadığını hissediyorum. yapmam gereken bir sürü şey olsa bile sanki aslında yapmam gereken tek şey, durup hayatı dinlemekmiş ...
bir haziran gecesiydi girdiğinde hayatıma
sendeleyerek ve vücudunda yaralarla
kırmızıydı gözün
kanamaktaydı kalbin
ücra bir köşesine saklıydın ömrün
tit...
kaygılanma
badirelerin idealinden çalacağı bir şey yok
bu söğüt dalları ruhuna eğilmedi
gecikmiş huzuru itmemek de ahmaklık değildir.
sen de evladısın d...
aylardan mayıs,
günlerden adaletsizlik,
saat savaşa beş var.
bugün ilk kez nefret göğüsledim
durduğum saftan ötürü
nefret göğüsledim nefreti istemediğim...
Çok sevmeye,
Sevince, sonsuza dek koşmaya koşullanmış bir kısrağın,
Kara düşlü, kara yeleli gövdesinde
Bozuk bir gen gibi kıvrandığım saatler,
Tutarsız ç...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok