Bugün selamım yok göğün kuşları

Yerinmez dağları aşmayı görün

Yerin yüzü yanmış sevmek hileli

Maviden sarıya düşmeyi görün


Nasıl uyanıp baktım dünyaya da sabahları

Duvarlar esirgedi insandan beri

Ya kafesi mühletli kuşlar

Sonraya biletli yolcular

Dönsün mevsim, rahatı görelim diye işçiler

Neden bana sarılıp uyumadı gücenişimle


Kırıldım, böyle kolay söylenir mi?

Başka bir dil, başka bir dünya, başka anahtarlar...

Dedim uykum bile uyanmadan

Dedim yanmadan

Öyleyse yeniden gündüzleri çağırırım

Ardından izlerim gideni kalmak bana yazılır

Kalabalıklanır yüzüm de koymam sofraya, pazara

Sadakat keyif kârına satılacak mal mıdır?


Geçemedim yerimden öteye

Koyuldum da koyuldum kaybolmayı bilen çocuklar gibi

Yakama bir nazarlık

Karşıma bir mezarlık ya kuşlarım karışmasın

Suvardım durdum geçmesin diye acısı

Geçmedi misafirliği üstümden

Ve yedirmedi açlığımı nasılsa

Gönlüm başka olana meyletmedi


Kaldım kafesimde kanadım açılmaz

Verdim kanatlarımı uçuşan sevgilere

Gözlerimi vereyim dedim gönlümü

Almadılar aşk mı olur öte yana


Kuşlar, kuşanmış kanada işlenmiş nakışlar

Bana kalmak, bana yanmak, hüzne uyanmak var

Saçlarına dokunmadığım kadın,

Almadığım taze nefes ve bilmediğim hayat,

Şimdi karşımda gün yüzü kadar.


Kuşlar, gözlerimde meskenli telaşlar

Sığınıp uyumak istedim

Yuvalarına almadılar.



Fotoğraf: Semi