çatlamış bir fincan kalbim
yakıyor canımı keskin parçaları
safi boşluğa bakıyor gözlerim
sızdırırken pınarlarım acıları
gaddar sözlerin oldu cinayetim
k...
özüme olan güvenimi yitirmişken
bilincimi bıraktım uysal ellerine
yüreğindeki sıcaklığı hissetmişken
girebilirim sandım kutsal cennetine
dudakların gün b...
akıtır burmadan çok gözlerin
vardır külçe gibi musibetlerin
bir sen değil, herkes bunu gizler
paykaması acı lâkin böyle gerçekler
anlarsın yaşadığın vaki...
seni kâğıttan kollarıma sardım
ve fısıldadım:
sızlamasın yüreğin,
bir sen değilsin
içinde delikler olan.
yakından bak,
benim de parçalarım yıpranmış.
saklama yaralarını benden.
büyür en ıtri çiçekler
beton çatlaklarına rağmen.
ve en ulvi mozaikler
doğar yaşadığın zayiden.
kaçırma yarınlarını benden.
...
mutluymuşum çocukken
peşine düş bul onu, diyor annem
öyle yapıyorum.
arşınlıyorum dört bir yanımı palas pandıras
kimi yakalasam bana dönüyor;
gene kendi...
onu saçından fırçalayacaksın,
onu cildinden yıkayacaksın,
adını ciğerlerinden öksürerek çıkaracaksın.
vedasının küllerini toplayacak
bedenin olan yuvanın...
bana ilham veriyorsun.
bunun için, vermem gereken her santim ilgiye,
düşsem dahi morarmış dizlere değdiğini hissediyorum.
bunun için senin sıcak ağzın ola...
içimi bir huzursuzluk kaplıyor
aramıza giren kıyafetler olduğunda
durmuyor yüreğim yerinde
parçalayacakmış gibi göğsümü
sıkıştığı kafese çarpa çarpa
dah...
yağmur vurduğunda pencerene
göğün dahi gerektiğinde
parçalandığına şahitlik edersin.
o dahil döker içini
caddelere, mekteplere, bahçelere…
işte o vakit ...
sakladıkları bir sırrı var herkesin
bıraktıklarına dönüyorlar
bilmeyi istemediğim ne varsa
kulağıma fısıldıyorlar
neredeyse her gece
bir hap alıyorum
s...
önce karşıma bir sandalye çekiyorum
sonra özlemini
önümde abanoz gibi kahve
başım yine seninle dertte
bırakıp gidene dek beni
inanmazdım hayaletlere
be...
bir rüzgar
aniden çıkar gelir
gökyüzünü doldurur
öyle bir esintidir
okşayan yanağımı
kayalıklar üzerinde
dalmışken düşüncelere
nasıl geldim buraya?
b...
varlığının fikrinde
kontrolünü kaybetme eğiliminde;
dokunur ama hissetmez.
konuşur ama anlatmaz.
sıhhat için çabalar ama hep bir pişmanlık,
daha derin b...
şiddetle öldü.
taşıyabileceğinden aşkın
temeli üzeri parmak uçlarında.
tutuştu yol haritası
tutuşturulmuş avuçlarında.
tutku ve tamah ...
yarına çıkar mıyım diye yürüyorum
sevda dedikleri ezginin uğurunda
arıyorum yolumu uyurgezer
aşınmış bileklerimden dökülürken
dünde kalmamış endişeler
g...
hışırdayan yapraklar ezilir
ayaklarımın altında.
ezilmemiş bir ben—
(ama kırıklar içimde, dallarım)
toplanmış kırıklar toplanmış, yol oluyor eve:...
Sakladığı bir sırrı var herkesin,
gözlerde gizli bir çığlık.
Bıraktıklarına dönüyorlar—
yankısız.
izsiz.
kendilerine giz...
bir mezar taşından damlayan,
tozla karışmış bir damla gözyaşı.
yas değil bu—
donmuş bir yankı,
boğuk bir ağıt.
dul kalmış bir kadın.
Dizler...
bir kuş uçuyor
bana ait olmayan
bir gökyüzünde.
kanatlarında taşıdığı kutsal:
—hafiflik.
benden arta kalan sessizlik,...
bir kadın,
parmağında
yalnızlığın izi
pencere pervazında;
dışarı—
bir kuşun kanatlarında,
dalmış uzaklara.
odada:
dağınık kitaplar....
bir buhar yükselir gökyüzüne
hangi yıldız
bir nefesle yok olur
her kıvrımı,
bir sorunun yankısı:
kimim ben
bu avuçlar,
bu sıcaklık—
...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok