Anne ben geldim, üstüm başım
Uzak yolların tozlarıyla perişan
Çoktan paralandı ördüğün kazak
Üzerinde yeşil nakışlar olan
*
Anne ben geldim, yoruldum ar...
Öyle sofralar gördüm ki
İnsan kasları vardı tabaklarda
*
O eğik gövdeler önünde yalnızlık
Herşeyi birbirinden uzağa çarpıyordu
Bir kadın
Bir erkek
...
Karşı koyulamaz eğilişlere yönelirken saltanatlar
Unuttukları bir şey var onların
Hayalciliğin tekdüze seyreltisinde
Koşullandırılan yeni anlamlar
Duruşu...
Ben konserveden çıkan soya fasulyesi...
—Öncelikle iyi geceler dilerim soya fasulyesi, konserveden çıkmak nasıl bir duygu?
—İyi geceler bayım, hımm güzel b...
Issızlık ve yalnızlık boy gösterince kendi benliğimin boşluğuna ve hiçliğine topyekûn bütün kişiliklerimle sürükleniyorum âdeta. ruhumun en ücra köşelerinde ...
sesinin kulaklarımda oluştuğu senfoni; tıpkı mağaranın çatlaklarından içeri doğru süzülen ışığın, sonsuz karanlığı sağar edici bıraktığı an gibi işledi ruhum...
Günlerin en büyük aşkı yalvarmadan
Sanmak yankılanır
Dudağımın kan biriktiren yamacından
Ölülerle konuşurum
Toprağımın altına bakmadan
Gittikçe yab...
Beynin doygun kıvrımlarında, acemice bir kavga Sorular epeyce hırpalanmış, örselenmiş ayrıca
Tepinen yollara iz bırakmıyor hışırtılar
Ne bir gelen var ardı...
Bazen anlamak değil
Dinlemek kalır Sadece
Doğanın bütün melodilerini istediğin gibi çalıp
Bir korkuya kapılmak kalır
Sonsuzluğa açılan ölümsüz bir giz ...
Yaklaşmayın zamanın kıskacıdır bu
Bir Korkuyla tutulmuş
Duvarlar örülmüş zamanın pençesine
Kafalar baltalanıyor bir piyano eşliğinde
Notalar birbirin...
Bir arayış gezintisiydi
Söylenebilecek ne varsa dövülmeye muhtaçtı
Ve o sihirli göz aşinalığı
Korkunç ve titrek bir yüz bırakmalıydı
Gerginlik tehdit ed...
Cevherleri saklarım şeytanın kalbine
Olurlarında kahrı barındıran yolculukların
Sırt ağrılarını bağlarım hançerlerin
Yumuşak kıvrımına
Sahicilik kesil...
Kimdir bu vaveyla
Kuşkusuna demir atmis kargaların mücevherlerini kıskandıran
Kanlı ceset doğrul ve inkar et
Yabani bitkileri sen öpüyordun
Sehirde lan...
Su halkaları aşinalığı
Gittikçe küçülen, kaybolan
Vadi kelebeklerinin gözlerinde
Derinine inilmiş bir cesedin yüzeyine çıkan Ölümün ve arafın isteniş gö...
Boşlukta kemiklerin kanattığı karanlık: Sürekli,
geceye bölünen saatlerin asıldığı yer. Kıyı boyunca
çalınan sabah: Esrik tin. Sehpada unuttum başımı, us y...
Bağrıma yanık taşların zanlısını bırakıyorum
Replikamda genişleyen moloz yığınlarıyla
Estiriyorum dinç duygularıma doğru
Korkulukların sancılı ellenişleri...
Açılır gibidir gözleriN
Yutkunduğun uyku köhneliğinden
Koşar adımlarla geçtiğin şu tepenin
Mutluluğunda bekliyor, huzurunda
Koklanmak için binlerce papat...
Ben Orhan Veli
"Yazık oldu Süleyman Efendiye"
Mısra-i meşhurunun mübdii..
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela adamım, ya...
"Bir başka ülkeye,
bir başka denize giderim," dedin,
"bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.
Her çabam kaderin
olumsuz bir yargısıyla karşı kar...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok