Yitip giden gece kadar yalnızım
Yağmurlu bir gün olsaydı durmaz ağlardım
Tepemdeki delik biraz kararsaydı da
Şu çakıllı yol biraz daha uzasaydı
Ne olurdu...
Güneş "kambur vitrin mankeni"
Dikilir pencereme her sabah
-Utanmadan-
Yedide öter başucumdaki tavus
Sesi Eurydike kadar güzel
Ah Hades! Zengin serseri
...
Omuzlarımdan oturmamış bir elbise
Bedenimi saran tedirginlik
Katalitik önünde yedi kat plastik top yumurtlayan
Kendi göğsünü yumruklayan primat
İskeletor...
Ayalarımdan Tanrı’ya sunduğum cümleler
Işık olup aydınlatır yolumu
Bir annenin merhametini duyumsar ruhum
Erişir yedinci kat semaya
Revan olur kimsesizle...
Yaşa oğlum!
Kim ölmüş yaşamaktan?
Bolşevikleri kim sürükledi isyana,
Lawrence kimi çıkardı baştan,
Kalbim deforme olmuş kime ne,
Kaygulanmayan eller ben...
Alevlenen yanılgılar saçılırken mısralardan
Zihnimin balkonundan seyre çıkar kadınlar
Şahit olur sokaktaki nedamete
Her çıkmazda bir beşik sallanır
Bebek...
Yenik düştüğüm aforizmadan yazıyorum sana:
hüznün parçalanmış sarayımda
aynalarıma bir sabah
gizlice dağıldı
Allah'ım öyle güzeldi ki gözleri
kirpikleri...
Yanmak için yola çıkan bir alevin
Vardığı yerim, aydınlık olsun diye dışım
Dağınık ve rüzgar alan bir ev içim
Kaç kavganın isini sert estim diye sakladı...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok