Muazzez Karaca Yazansoy

Saydam Bey’in başına, bir siyah öbek düşer,

Kaldırıma saçılır, yüreğindeki düşler.

Özgürlüğün mavisi, göğe boyar yerleri,

Bırakır oyunları, gelir çocuklar...

Tanrı bir daha kimsenin başına rüyalar çatmasın. Kimsenin bağrında gül yeşertmesin, ay doğurmasın, tanrı kimsenin dudaklarını yıldızlara germesin. Tanrı hiçb...

Yerinde rahatsız gibi. İncir yaprakları kaşındırıyor, belli. Zaten herkesi kaşındırır. Dur; toparlandı, nihayet anladı sorumu galiba.

“Dediğim gibi Memur Be...

Ayrıksı bu gecenin can düğümünde mahpus

Şafaklarca kederli, sabahlarca şaşkınım

Şimdiden sayıklanan yarına gebe vehmi

Dinledim yeterince, tarihlerden bıkk...

Gelen geçen dik dik bakıyordu. Eteğini çekiştirdi. Bir martı ciyakladı.

Sırtını dayadı oturduğu banka. Suçsuz günahsız taşları dövmekteki dalgaları saymayı ...

Elindeki tahtadan oyma küçük kuşu havuza daldırdı, daireler çizdi. Rengarenk parıldadılar. Su, ilahi güzelliğine minnettar gibiydi. Altın buklelerini atarak ...

Dilimi bağlasınlar akamasın gözyaşım

Sinemde yalnızlığım gebermek istiyorum

Nihayet özgür ve hür kavuşurken toprağa

Arınarak karamdan göğermek istiyorum

...

Affetmeyin olur mu?

Alnımın kara lekesi

Gözünüze güzünüze

Batsın dursun.

Nice akçayız, evet,

Ve o nasıl da lain!

Bir dünya tatsiz dünyali,

Sevi...

Islak göğe hançer gibi saplansa figânım

Bilmem nice güz yağmuru hacminde revânım

Hiç dinmedi senden beri rûhumdaki sancı

Günler gece, aklar kara, aynam...