Tabanlarımın altında ırmaklar var ateşten
Sonram yokmuşcasına çaresiz tökezliyorum
Rüzgar dinmişcesine köklerime eserken
Ondan bir ben çıkaran adamı bekli...
Her dizede köreltmedi
Sevgimi yok sayışın
Ve her virgülde
Peşinden sürükledi pişmanlığım
Bastırılmış sensizlik duygusunda
Son bulur sandım
Biter sandım...
Yoldan çıkmışım
Ya da bulamamışım
Bir elimde pusula
Bir elimde umut
Hiçbir terazi
Denk gelmemiş
Doğruya mühürlü
Bir adımım diğerinin tanığı
Saçmalar...
Dillerden düşmeyen zamane dostlukları,
Sırayla kapılarımı çalar oldu
Aralanmış pencereden bakan kuş misali
Ufacık bir açık bekliyorlar benden
Uzak kalın...
göğe serildi gece
dertler var bitmezlerce
elimde yok ki çare
uzaklarda bir yerde
özlem dökülür sele
durmaz artık hiçbir sözle
sen bir alevsin
ben at...
MEMLEKET MESELESİ
ŞEMS KÜRESİ USULCA YÜKSELİRKEN TEPEYE
SATKABELDE ATLILAR BAŞLARLAR HENGAMEYE
AKŞAMÜSTÜ BİR ÇOBAN DÖNERKEN SON HANEYE
YUDUM YUDUM SU İÇ...
Hayasız bir ateşin içinde kavrulurken ruhum yaşadıklarım bu dünyanın başka bir gezegeninin cehennemini andırırcasına harlıydı.
Ateşin gölgesi olmazmış ondan...
Kalkmaktır ki o vakitsiz saatte
Ruhumu altüst eden
Sevdan bu arsız yürekte
Beni bir benden eden
Sudur, aştır, aşktır
Varlığın ilaçtır
Yan etkisi yaştı...
İç ses. Bakışımla gösterir.
O kıyı. O ekşi koku.
Ölü sülfür yığını,
o olmayan,
o gemilerin artığı.
Çöpleşmesine üzüldüğüm ıssız.
Ancak kasıtlı bakınca...
Tut sonraki nefesini
Hisset kalbin atışını
Ne kadar canlı ne kadar candan
Haber verir sana göçen her candan
Veren son nefesini
Belki giymemiş kefenini
...
Koparmışcasına sünüyor gözlerim
Altında zifirden hallice iki çukur
Uz kuytularda saklanıyor düşlerim
Kaçanı uyku ilelebet ki bulur
Zaar tersinde yer gökl...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok