Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Rüyamda devasa bir bilgisayarın önünde ayakta duruyordum. Ve aklımda bir soru belirdi; doğru yerde miyim? "Evet tam da olman gereken yerdesin." diye yanıtlad...
Bura bir sarnıç mıdır yoksa bir gölet mi bilmem. Soran olursa «Eskilerden, Roma’dan kalma bir sarnıçtır» Derim. Su birikintisi bir miktar uzar gider de ince ...
Şermin, odanın köşesinde duran eski aynaya bakarken kendi yansımasından kaçamıyordu. Ayna, hem kendisini hem de geçmişini gösteriyordu; bakmak istemediği o b...
Kapı sert bir şekilde çalınmaya devam ediyordu. Üzerimden kaymış yorganı, gözümü açtığımda aramaya başladım. Eşofmanı üzerime çekip kaymış atletimin üstüne b...
Ahmet Ağa, kapıyı çarptığı gibi içeri girdi. Çizmelerinin toprağını bile temizlemeden sert adımlarla masaya yöneldi, üzerindeki ceketi çekip sandalyeye fırla...
En zayıf noktam hâlâ sensin
Ve o kadar tiksiniyorum ki bu noktadan.
Koluma kelepçelenmiş gibisin,
Her gün usanmadan üç defa geçiyorsun aklımdan.
İnsanla...
Şenay Keskin, kitapların arasından başını kaldırmadan gözlüklerini düzeltti. Ellerini, sayfaları arasında gezindiği kitabın sararmış kenarlarından çekti, ama...
Köyde susuzluk baş göstermişti. Tek bir kuyu vardı ve o da artık yeterince su vermez olmuştu. Günlerdir çatlamış toprakların ortasında suskun bekleyen kuyu, ...
Berduş Hasan, şehirdeki hemen herkesin bildiği ama kimsenin yakından tanımadığı bir figürdü. Elinde eskimiş bir pikap çantası, boynunda ise tuhaf şekilde par...
Şükrü Erbaş'ın aynı adlı şiirinden.
Uzman, köydeki bozuk su düzenini incelemek bahanesiyle birkaç gündür köyde dolaşıyordu. İyi giyimli ama sade görünen hal...
Şükrü Erbaş'ın aynı adlı şiirinden;
Oktay Muhtar sabahın erken saatinde köy meydanındaki kahveye doğru ağır adımlarla ilerliyordu. Her zamanki gibi başı dik...
Beşinci sabahtayim bu gün.
Günlerden pazartesi galiba.
Herkes bir dinlenme sonrası gelen
o çalışma isteksizliği ile otobüs bekliyor duraklarda.
Etrafımd...
Modern öykülerin babasından...
"Gerçekten de, kadının dümeni erkektir; erkeğin idaresi olmadan övgüye değer bir sonuç elde etmeyi başardığımız işler nadirdi...
Adımları hızlanmıştı fark etmeden, sebebini biliyordu içten içe. Onun için varacağı hedeften çok yürüyeceği yol önemliydi. Sevmiyordu ruhsuz, cansız, dümdüz ...
Genç adam, evliliğinin yedinci yılında hâlâ Hatice’ye aşık, çocuklarına bağlı bir babadır. Kasabadaki kırtasiye dükkanı küçük ama huzurlu bir yaşam sunmuştur...
Freud, masanın başında oturmuş, genç adamı izliyordu. Elinde tuttuğu eski bir defteri inceliyor, bir yandan da kaşlarını çatarak anlamlı bir ifade takınıyord...
Asuman'ın anlattığına göre keşmekeş yaşıyormuş oğlu.
Gece geç saatlere kadar dışarlarda takılıyormuş.
Babasının vefatından sonra bir daha toparlayamamış ke...
Aileme, alnıma, göğsüme, bacaklarıma ve kalçalarıma bulaşmış siyah bir lekeyim ben.
Kara bir leke.
Ne kadar yıkansam da temizlenemiyorum artık, içim çürüyo...
Genç adam neşesiyle meşhur ruhunu geride bırakmış, memuriyetinden istifa ederek köyüne dönmüştü. Kalbinin derinlerinde bir inanç ve değişim vardı. Ama bu dön...
Beyaz zemin üzerinde satranç tahtası hâlâ iki genç adamı karşı karşıya getiriyor. Siyah taşların ardında oturan neşeli genç adamın yüzünde yine o rahat, umur...
Berduş ve Osman Amca
Sabah erken kalkmıştım. Hava, aydınlanmak için gökyüzünden bir işaret bekliyordu sanki. Öylece duruyordum. Kahvaltı yapacak bir şeyim v...
Genç adam, kasabada geçen sıkıcı günlerin boğuculuğu içinde kaybolmuştu. Hayatında hiçbir şeyin anlamı kalmamıştı; Hatice’ye dair bir düşüncesi yoktu, ne onu...
Ankara yolunun hemen altında kalan köyün, tahta odalı sararan ampulün ışığında sandalyeleri birbirinden farklı olan bir masanın üzerinde kâğıttan gemiler yap...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok