‘Kent mağdurları’ derdik kendimize
-ki hala bir yanımız öfke bir yanımız gözyaşıdır-
Her sabah altı kırk trenini görmemiştik o zamanlar,
uykulu insan top...
Üst kattaki gürültüyle daha fazla baş edemeyecek gibi hissederek, rahatsızlığımı dışa vurma ihtiyacıyla çeşitli sesler çıkarmaya, köydeki yaşlıları hatırlata...
Bir düşünme nesnesi bellediği denizin ufuk çizgisine gözlerini dikti. Sessizlik, sigarayı kül tablası içinde anlamsız dairesel hareketlerle döndürürken uzakl...
Metruk bir binayı andırır yaşam
bazen,
Metruk olması yetmezmiş gibi
uçurumun kenarında
gürültüye saplanmış
metruk bir bina.
Aldırılmaz insan
bazen,
t...
Sesi göğün turunculuğuna çalıyordu. Kendisini birazdan alacakaranlığa bırakmanın tedirginliğiyle titriyor, balkonun demirlerine dayadığı kolunun neden titrem...
İnsan kendini ne zaman bulur, ne zaman kaybeder? Kaç defa yaşanabilir bu döngü? Puslu kentlere uzaktan bakınca; üstelik göz gözü görmeyen dumanların ortasınd...
İnsan
bir yanılsamalar
bütünüydü
bir keresinde
anlamsız çıkışlar,
yaz yağmurunu andıran
tükenmez iç bunaltıları...
Suya değen karnının
ürpertisiydi s...
Akşam serinliğinin sakinliğini kovalıyor
bir yerlere yetişmenin telaşı
ufacık bir esinti aralığında
senin yokluğunun karanlığında
ötüyor
martılar, yük g...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok