Edebiyat > Öykü
Bu alanda, üretmiş olduğunuz öykü metinlerinizi paylaşabilirsiniz.
Gecenin kör karanlığında, küçük masanın üzerindeki lambanın solgun ışığı, duvara bir gölge düşürüyordu. Elimde tuttuğum kalem, sayfalar arasında huzursuzca g...
Huri, kim olduklarını bilmediğimiz insanların sahaflarda satılan fotoğrafları yüzünden pasajı kundaklamaya karar verdi.
Daha ulvi ya da kabul görebilir bir ...
Siyah gömlekli polis memuru masaya vurdu ve; “Neden öldürdün lan?” diye bağırdı. Üç yüz kilometre hızla duvara çarpan bir araba gibi sallandı sorgu masası. K...
Ablasının elinden tutmuş heyecanlı adımlarla panayır yerine doğru yürüyordu Gülçiçek. Açık bıraktığı kıvırcık sarı saçları beline kadar geliyor, onları alabi...
Her şeyi unutmuştum lakin durmadan hatrımı yoklayıp, onun bir seher vakti kerpiç evlerinin penceresinden bana ciğerdelen bakışlar atıp da perdenin ardına giz...
Kanepede uzanmış tavana bakıyordu. Bir an kapladığı yerden daha fazlası olduğunu düşündü bir yandan da küçüçük kaldığını. Ruhunun kendisine benzeyip benzeme...
Nefretini, kinini yarım saat daha tut da iyi dinle çocuk. Al önce, bu kutu sana ananın yadigarı. Her şeyi dinledikten sonra, ben gidince açar bakarsın. Kara ...
Ceku elimi tuttu, avucuma çiçek koydu. Unutma beni çiçeği... Nerden buldun dedim. Ben seni buldum, çiçeğimi, bunu mu bulamayacaktım dedi. Tırnaklarımla çiçeğ...
İrkilip, telefonumu aramaya başladım. Telefonum, telefonum, telefo... Kaybolan sesimin arasında oturdum. Ne oldu dedi. Hiçbir şey, bende yatıyorum dedim. Bab...
Gözlerim doldu, kara güne geri gitmiştim. Bundan sonra her soruda o günü tekrar tekrar yaşayacaktım değil mi? On sene boyunca beslediğim, büyüttüğüm korkumun...
Bu kim ya diye ekrana baktım boş boş. Anlam veremedim. Oysa ki herkes tanıdığımı düşünüyordum. Buğra herkesle tanıştırmamış mıydı beni. Ceku da kimdi ya. Ney...
Oktay’dan telefon geldiğinde Arzu ve arkadaşlarıyla köprü trafiğindeydik. Neden aradığını üç aşağı beş yukarı tahmin ettiğimden açıp açmamakta tereddüt ettim...
Şimdi üstüne bir çarşaf gerilmiş, kurşun dökecekler. Halının üstünde oturuyor, başındaki koca karıların konuşmalarına kulak vermiyor. Zaten dünden beri aynı ...
Geldiğinde kapıyı aralık görünce içeride olduğunu anladı. İyice katılaşmış paspasın üzerine ayaklarındaki çamuru bırakıp kapıyı itti. Demir kapının bütün so...
Mert annesi kapıyı açtığı anda içeriye attı kendini. Koridora benzeyen holden çıkıp yine koridor gibi uzun ve sonunda dışardaki dünyaya açılan tek bir pencer...
Onun küfesindekileri çaldılar. Yalan söylemiyorum, kuruntu yapmıyorum, gözlerimle gördüm, onlar çaldılar. Geride boğazında bir yumru kaldı, sırtındaki küfe b...
Güneşi göremiyorum. Arkamdaki ağacın heybetli gölgesi tüm bedenimi sarmış halde önüme düşüyor. Etraftaki ağaçların yere düşen siyah şekillerine bakarsak gün...
"Hayatına devam et" dedi, gözleri buğulanmıştı. Durdu zorlanmamak için,bir müddet sonra devam etti
"Yaşa E, sen yaşa ki ben de yaşayayım, sen mutlu ol ki be...
Leyla, birbirini bıkmadan usanmadan tekrar eden soluk renkli sabahlardan birine daha uyandı. Gözlerini açtığında ne vakittir aynı tavana umutsuzca baktığını ...
Geride bıraktığı tüm günlerin aynısı olan sabaha bıkkınlıkla uyandı. Sıcaklarla birlikte konteynır evinin içi daha da ısınıyor daha da nefes alınmaz oluyordu...
“Her gün beyaz olan kızdığında, geçirecek dişlerini boynuna. Kozasında tırtılın yahut kurbağa yavrusunda… Güneş gece doğduğunda, sen de susayacaksın.”
“Çok ...
Güneşin parlaklığının ruhu ısıtmadığı bir dönemdi. Rüzgarlar soğuk esiyordu hep ve uğultusu bile üşütüyordu .Sokaklar ıssız ,ağaçlar yapraksızdı. Düşünceler ...
Boyayalım abiler, boyayalım! Boyayalım, boyayalım, boyayalım... Abiler... Abla! Ay, Allah aşkına artık boya da kurtulalım Nurancığım! Bir saattir fısır fısır...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok