Koca bir mahkeme.. Hakimler, yargıçlar, avukatlar.. Sanıklar ve davacılar.. Yandaşlar ve kararsızlar.. En tehlikelisi ise seyirciler..
Davacıyım hakim bey.....
"Zavallı kadın! İnsanların ancak felaket ve talihsizlik zamanlarında anlaşılacağını düşünmemişti. Bundan sonra ayıpları, fenaları öğrenecekti! O bundan sonra...
Zedeleniş. Hangi duygunun yüksek sıcaklıkta yanmasıyla oluştu? Gurur mu, kibir mi? Yapılan haksızlıkların üzerini betonla kaplayış mı? Ah insanlar, hep kendi...
Ruhum bilinen zamanların bilinmezlik sessizliği içerisinde. Zerrelerin uçuşundan, varlıkların var oluşundan dahi kendine pay çıkaran bir havayı soluyor. Ciğe...
çok isterim;
karanlıksa ve korkmuyorsak,
sana her babanın mutlaka
bir kızı olması gerektiğinden bahsediyorsam,
sen bana çocukluğumun yıkanmış yüzü gi...
saçların;
kapımızda buzullar biriktirmekteyiz,
elin oğlu ateşi bulmadan,
bir ara sen çıka gelsen
bir şekilde
bir kitap gibi,
yüksek ayaklarınla
b...
Şükrü Erbaş'ın aynı adlı şiirinden.
Uzman, köydeki bozuk su düzenini incelemek bahanesiyle birkaç gündür köyde dolaşıyordu. İyi giyimli ama sade görünen hal...
Berduş Hasan, şehirdeki hemen herkesin bildiği ama kimsenin yakından tanımadığı bir figürdü. Elinde eskimiş bir pikap çantası, boynunda ise tuhaf şekilde par...
Fazla...
Ardı, arkası.
Ölümcül olmayan silahlar ve şiddeti olmayan aşklarla,
Konusunu değiştirmem gerek sanırım ideolojimin; aklın almıyorken bir türlü.
...
Derinliklerinde derinliklerinde bir şey. Nedir o? Yaklaştır. Biraz daha. Az daha. Kırık bir şeyler. Parçalanmış. Tanımlanması zor. Ellerime koysana. Acıtıyor...
Kendimle vakit geçirmeyi çok seviyormuşum. Kendimle alışverişe gidip hediyeler almaktan, yemekler ısmarlamaktan, sahillerde dolaşmaktan, ayaklarıma kara sula...
Ne soğuk bir sonbahar. Kasım hep bu denli soğuk mu geçiyordu. Neden titriyor içim. Hava sıcaklığına alışkın mı değil bedenim. Gözlerim neden doluyor bir anda...
Acılarımla susarak tek başıma başa çıkmayı, ayaklarımın üzerinden tekerin geçmesinden sonra kahkaha atan bir babanın ve iyi misin kelimesini çok gören bir an...
Yaşam ikiye bölündü: ondan önce ve ondan sonra.
Taze fidanlarla döşeli bir kır bahçesi gibiyken gönül,
Güneşi tepeye yeni oturmuş hayatın.
Daha rüzgâr, da...
Yalnız ve yorgun bir kuşsun yaralı göğün altında
konmaya çalıştığın her dal dikendir sana
varmaya çalıştığın memleket hoyrat ve yabancıdır
nasibin kalm...
elimde mor bir sarı
var ki tutuyorum evet bazen
sabahın hacmi oluyor
bazen şarkıdan oluyor elleri
bazen bir binadan seçiyorum
soludukça ileri, soludukça...
zamanın deklanşörü alnımıza çarpmasa
öyle hiçsiz bir farkındalıkla kalırdık
cebimdeki son ellilik, olanı biteni anlamadan
aynı gökyüzüne bakıyoruz en n...
Anlamaya çalışmayı bıraktım insanları,
Tanrılarıda
Savruluyorum uzayda başı boş gezen dev kütleli gezegenler gibi
Damarlarımın içinde dolaşan kanımla
Ye...
Sancının tarif edilemeyeni,
insanın doğarken annesine çektirdiği kadar,
büyürken zincirlenmiş ruhuna çektirdiğidir aynı zamanda..
Sen , çocuk....
Beni kazı yerimden. zeminini boyuma kur.
Derinlik savunmayalım. ıssızınla karşımda dur.
Olmayanla avunmayalım.
Taşır içindeki okyanusu geminden.
*
De ki...
- Etrafınızda bu kadar insan varken, sizinle olmak istediklerini üstü kapali belli ederken neden bir iliskiye girmiyorsunuz?
Recin böyledir işte.
Dinler di...
Bir kapıyı 40 kez kilitlemek var. Bir de aralık bırakmak. Rüzgar essin tenime değsin diye. Tutunmak var bir insana. Yaşamak için biraz nefese ihtiyaç var. Sa...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok